YENİ YAPILANMA DAVASINDA İKİNCİ GÜN BAŞLADI
270 sayfalık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameyi kabul eden Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların yargılamasına ikinci gün öğleden önceki oturum ile devam etti. Sanıkların yoğunluğu ve güvenlik önlemleri nedeniyle 250 kişilik Kayseri Adliyesi Şehit C. Savcısı Murat Uzun Konferans Salonu’nda görülen davada tutuklu sanıklar Kemal Göksu, Hülya Göksu, Remzi Aksoy, Zafer Şanlı, Ahmet Adıgüzel, Ali Bitgen, Hacı Halil Ünal, İzzet Uyanık, Mehmet Kaya, Mehmet Ali Çetin ve Selami Yel ile başka suçtan hükümlüler Abdullah Coşkun, Ali Ergani Bayram, Dilaver Aksoy ve Süleyman Poyraz, tutuksuz sanıklar Mensure Eş, Özgür Alıcı, Selim Uyanık, Şefik Çakmak, Şükrü Karaman, Mustafa Delikardeş, İrfan Canan ve Mehmet Yavuz Talaslıoğluile avukatları hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Gazi Ocak ile Fahri Çelik ise duruşmaya katılmadı. Firari sanık Niazmi Kaya Özarslan’ın ise yakalamasının hala sürdüğü öğrenildi.
“BU SUÇLAMALAR KOMİK ŞEYLER”
Davanın ikinci gününde öğleden önceki oturumda sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. Tutuklu sanık Mehmet Kaya, “Öğrenci evlerine gittim ama diğer ifadeleri kabul etmiyorum, terör örgütü üyeliği gibi suçlamalar, bunlar komik şeyler, Kemal Göksu’yu yakından tanırım, insani olarak zekat verdim, herhangi bir talimat almadım” dedi.
Tutuklu sanık Ali Bitgen ise “Hiçbir terör örgütüne üye değilim, sadece Ramazan ayında Kemal Göksu’ya 3 bin TL fitre verdim, Talas’ta kahvaltı salonu açmıştım, ihtiyaç sahiplerine verileceğini söylediği için kuru gıda yardımı yaptım. Kemal Göksu’yu 6 yıldır tanırım, tamamen insani yardımdı, herhangi bir terör örgütüne gittiyse yardımlarım üzgünüm” diye konuştu.
“TOPLUM BİZE TERÖRİST GÖZÜYLE BAKTI”
Tutuksuz sanık ihraç diş teknisyeni Mensure Eş de savunmasına şunları söyledi: “Kemal Göksu’yu tanımam, eşimin arkadaşı olduğunu söyledi. Eşim tutuklu olduğu için maddi sıkıntı çektiğimizi duymuş, gelip bana bin ya da iki bin TL fitre verdi. O kadar sıkıntı çektim ki, mahkeme heyeti para versin onu da alırım, hiç sorgulamadım. 24 yıllık devlet memurluğumu unuttum, çok işler yaptım. Bir balık restoranında bir gecede 6 kasa balık ayıkladım, akla gelmeyecek işler yaptım, bana kim para verirse hiç sorgulamadan hemen aldım, çünkü yaşamımız sürdürmem, çocuklarıma bakmam gerekiyordu. Duygu sömürüsü yapmıyorum, ayakta durmaya, geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Son 3.5 yılda affedersiniz anamdan emdiğim süt, burnumdan geldi. Ben zaten çok pişman olmuşum, toplum bize terörist gözüyle baktı, herkes yüz çevirdi, kimsemiz kalmadı, kafama silah dayasalar bu iddianamede söylenenleri asla yapmam. Sorgulamadan, suç olduğunu bilmeden para aldım. Bylock kullanmadım, içerikleri ilk defa duyuyorum.”
7.5 aydır tutuklu olduğunu söyleyen sanık Hacı Halil Ünal savunmasında, “İstanbul’a gitmemdeki tek amaç orayı görmekti. Sadece İstanbul’u görmek istedim, asla örgüt üyelerinden para almak için gittiğim iddiası doğru değildir. 1 TL ne aldım, ne verdim, herhangi bir terör örgütüne finans ağlamadım” şeklinde konuştu.
Mahkeme 10 dakika verdiği aranın ardından sanıkları dinlemeye devam etti. Tutuklu sanık ihraç üsteğmen Zafer Şahin, “TSK’dan ihraç oldum, ağabeyimin çiğ köfte dükkanına gidip geldim, orada sanık Mehmet Ali Çetin’i gördüm, zeytin yağı getiriyordu, öyle tanışıp, bir kez İstanbul’a gitmek için aracı kullanmam için teklif etti, gittim” dedi.
İnşaat mühendisi olan ve mahkemede tüm bildiklerini anlatmak istediğini söyleyen tutuklu sanık Ahmet Adıgüzel itirafçı olacağını ifade etti. Sanık Adıgüzel, savunmasında şöyle konuştu: “Bu hain yapı ile 1996 yılında tanıştım, cemaat evlerinde kaldım. 2009 yılında çocuğumu bunların okuluna gönderdim, orada Hüseyin Pembe isimli bir öğrenci velisi ile tanıştım, 3 yıl boyunca sohbetlere katıldım. Sohbetlerde 5-6 kişi oturma olurdu. Sohbet organizasyonlarını Ali Varinli, Ali Barut ve Kemal Göksu yapardı. Üzerimizde manevi baskı ile hareket ediyorlardı. 15 Temmuz hain saldırıdan sonra bu u örgüte lanetler okudum. Sohbet imamı Kemal Göksu bir gün geldi, cezaevinden arkadaşım olan Osman M.’nin ailesini mağdur durumda olduğunu söyledi ve para istedi, ben de verdim, örgütsel olduğunu bilmiyordum, bilsem asla vermezdim. Zaman Gazetesi, Sızıntı Dergisi’ne üye oldum. Adliye önündeki protestolara katıldım, Türkçe Olimpiyatlarına katıldım, dini ve manevi duygularımızı sömürdüler, yardım ettim. 15 Temmuz gecesi anladım, hala lanet okuyorum, çok pişmanım.”
Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.