Melikgazi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde görevli Uzman Öğretici Derya Erciyes gazetemize yaptığı açıklamada, disleksi hastalığı konusunda önemli bilgiler verdi.

Çocukların büyük bir çoğunluğunun birinci sınıfa başladıktan sonra 3-4 ay içinde okuma yazmaya başladıklarını ve bu beceriyi kısa zaman içinde geliştirdiklerini söyleyen Erciyes, “Doğal olarak anne babaların ve öğretmenlerin beklentisi budur. Ama maalesef okula başlayan çocukların yaklaşık %10’u diğerleri kadar şanslı değildir. Onlar için okul, kısa sürede kabusa dönüşür. Bu sıkıntı, önlem alınmazsa bütün eğitim hayatı boyunca devam eder. Herhangi bir zihinsel, duyma ya da görme engeli olmayan bir öğrenci okuma yazmada zorluk çekiyorsa ilk akla gelmesi gereken soru; Disleksi ile ilgili olmalıdır” dedi.

Erciyes, ilk kez 1881 yılında tanımlanan bu bozukluğun, Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından geleneksel eğitim ortamında yeterli zeka ve kültürel fırsatlara sahip olmasına rağmen, okumayı öğrenme güçlüğü ile kendini gösteren bir bozukluk olarak tanımlandığını anımsatarak, “En geniş anlamı ile disleksi akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunu ile kendini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Disleksi ,zihinsel bir yetersizlik değildir ve zeka ile ilişkisi yoktur. Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Disleksiklerin zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi, özel yeteneklere de sahip olabilirler. İzafiyet teorisini ortaya koyan Albert Einstein, Rönesans döneminin büyük mimarı heykeltraş ve ressam Leonardo da Vinci’nin disleksi olduğu söylenmektedir” diye konuştu.

Uzman Öğretici Derya Erciyes, disleksinin belirtilerini de şu şekilde açıkladı: “Birinci sınıfa başlamadan önce okul öncesi dönemde geç konuşma, kısıtlı sayıda sözcük kullanma, renkleri sayıları hatırlamakta yavaşlık, kalem tutmakta zorluk yaşama gibi belirtiler gösteren diskleksi okul çağı çocuklarında şu belirtileri gösterir:

-Harfler ve heceler arasındaki bağlantıyı kurmada gecikme.

-Kısa kelimelerin kullanımında karışıklıklar (at-ot gibi).

Pelvik Taban Egzersizleriyle İdrar Kaçırmayı Azaltmanın Etkili Yolları Pelvik Taban Egzersizleriyle İdrar Kaçırmayı Azaltmanın Etkili Yolları

-d-b, u-n, gibi harfleri veya 6-9 gibi sayıları karıştırma, tersyüz etme, okurken veya yazarken birbirinin yerine kullanma.

-Kelimelerde çeşitli değişiklikler yapma, hecelerin veya harflerin yerlerini değiştirme.

-Soruları sözel olarak iyi cevaplama, ancak yazılı sınavlarda başarısızlık.

-İlköğretimin ortalarında beklenenden daha düşük okuma becerisi.

-Heceleme becerilerinde, dil bilgisi kurallarını öğrenmede güçlük.

-Sesli okumadan kaçınma.

-Aynı sayfada aynı kelimeleri farklı şekilde telaffuz etme.

-Metin içerisinde atlamalı, tekrarlı okuma.

-Anlaşılmaz el yazısı, yazarken çizgi takip edememe.”

‘Bu belirtilerden herhangi biri nedeniyle çocuğunuzda disleksi olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzun öğretmeni ve doktoru ile konuşun’ diyen Erciyes sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken teşhis, disleksili çocuğun öğrenme sorunları ile başa çıkmasına yardımcı olmak için önemlidir. Ayrıca çocuğunuz da bu belirtilerin bazılarını gözlemliyorsanız, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde görev alan uzman eğitimcilerden konu ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Disleksili çocukların karşılanmayan ihtiyaçları ileriki yaşamlarında korkunç sonuçlara yol açabilir. Örneğin lise öğrencilerinin dörtte biri lise eğitimini yarıda bırakmaktadır. Bu çocuklar herkes kadar akıllıdır, sadece beyinleri farklı çalışır.”

Erciyes, her ne kadar disleksinin yaşam boyu süren bir durum olsa da tanı konulduktan sonra tedavi için herhangi bir ilaç kullanılmadığını, yalnız özel eğitimle tedavi edilebildiğini ifade etti.