Hastanın 60-80 yaşları arasında olmasının tercih edildiğini, ancak romatoid artrit ve osteonekroz gibi bazı özel durumlarda daha erken yaşlarda da protez yapılabildiğini söyleyen Ankara Koru Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mustafa Anter, "Uygun anestezi yapıldıktan sonra, dizin önünden yapılan bir kesi ile diz eklemine ulaşılıyor. Eklemi oluşturan femur, tibia ve patella kemiklerinin birbirlerine temas eden yüzlerindeki aşınmış kıkırdak dokusu, ince bir kemik tabakası ile birlikte kesilerek çıkartılır, sonra uygun boyutlarda seçilen protez parçaları, kemik çimentosu adı verilen bir dolgu maddesi kullanılarak, hazırlanan kemik yüzeylere tutturulur. Böylece eklem yüzleri, metal ve plastikten yapılmış parçalarla yeniden kaplanmış olur" dedi.

Ameliyatın 1-2 saat arasında yapıldığını belirten Op. De. Anter, "Ameliyat sonrası ağrı kontrolü için sıklıkla epidural veya damar yoluyla ilaç veren ağrı pompaları kullanılıyor. Bir sonraki günse diz hareketlerine başlanılıyor ve yardımla hasta ayağa kaldırılıyor. Hasta oda ve koridor içinde rahat yürüyebilir hale geldiğinde, 3 ila 7 gün içinde, hastaneden taburcu ediliyor" ifadelerini kaydetti.

Total diz protezi yapılan hastaların yüzde 90’ından fazlasında diz ağrılarında belirgin bir azalma ve yürüme/merdiven inip çıkma gibi günlük yaşam aktivitelerini yapmada belirgin bir iyileşme elde edildiğini ifade eden Op. Dr. Anter, "Hastaneden taburcu olduğunuzda bir destek kullanarak, ev içinde yürüyüş yapma imkanınız olacaktır. Ağrınızın belirgin olarak düzelmesi ve bağımsız sokağa çıkmanız, her hasta için farklı olmakla birlikte 4 ila 8 hafta arasındadır. Total diz protezi sonrası koşma, sıçrama gerektiren sporlar ve ağır işlerin yapılması uygun değildir, bu tip aktiviteler protezin ömrünü kısaltacaktır. Yürüyüş, golf, yüzme gibi zorlayıcı olmayan sporlar yapılabilir" diye konuştu.

Diyabet tehdidi artıyor: Her 6 saniyede 1 kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor! Diyabet tehdidi artıyor: Her 6 saniyede 1 kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor!

Ameliyat olan hastaların iyileştikten sonra araba kullanmasında bir sorun olmadığını vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Anter, "Cerrahiden önce bacakta var olan eğrilik ve şekil bozuklukları da ameliyat sırasında düzeltiliyor, bu diz protezinin ömrünü de uzatıyor. Özellikle kilolu hastalarda, hareket açıklığı daha az oluyor. Bu nedenle diz protezi sonrası yere tam çömelmek veya namaz kılmak sıklıkla mümkün değildir. Protez taktıran hastanın ayağını altına alıp oturması ise proteze zarar verebilme riskini taşıyor" dedi.

Total diz protezini oluşturan metal ve plastik parçaların, hareket sırasında ortaya çıkan sürtünmeye bağlı olarak zaman içinde aşındığını söyleyen Op. Dr. Mustafa Anter, "Aşınma ile ortaya çıkan ve gözle görülmeyecek kadar küçük metal ve plastik parçalarına karşı vücudun cevabı ile diz protezinin parçaları tutunduğu kemikten ayrılıp gevşeyebilir" şeklinde konuştu.

Uygun cerrahi teknik ve modern protez tasarımları kullanılarak yapılan diz protezlerinin ömrünün günümüzde 15-20 yıla kadar uzatıldığını da ifade eden Op. Dr. Mustafa Anter, "Gevşeyen diz protezleri, çoğu hastada ikinci bir ameliyat ile çıkartılıp yeniden protez yerleştirilebilir, ancak ikinci protezin ömrü, ilki kadar uzun değildir. Aşınma, gevşeme gibi sorunlara erken tanı koymak amacıyla, yakınmanız olmasa bile düzenli aralıklarla muayene ve röntgen incelemeleri ile diz protezinizin kontrol edilmesi uygundur" ifadelerini kaydetti. (İHA)