Şahan yaptığı açıklamada, Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneğinin (ASÜD) verilerine göre, dondurma tüketiminin her yıl artarak devam ettiğini, dondurma pazarının ise her yıl yüzde 20-25 civarında bir büyüme kaydettiğini bildirdi.
2012 yılında 300 bin ton dondurmanın satıldığı Türkiye'de, kişi başı ortalama 4 litre yakın dondurma tüketildiğini açıklayan Şahan, ''2000 yılında bu rakam 1 litreyi bulmuyordu. Amerika ve Yeni Zelanda'da, yıllık kişi başı yaklaşık 25 litre dondurma tüketimiyle dünyanın en fazla dondurma tüketen ülkeleri konumunda bulunuyorlar. Avrupa'da ise İsveç yılda kişi başı 12 litre ile en fazla dondurma tüketen ülke olarak dikkati çekiyor. Türkiye'de dondurma satış noktalarının artmasına karşın, dondurma satışının önemli bir bölümü yaz aylarında gerçekleşiyor. Toplam dondurma tüketiminde Marmara Bölgesi yüzde 44, Ege Bölgesi yüzde 23 ile yüzde 67 bir paya ulaşıyor. Diğer bölgelerin tamamı yüzde 33 ile pastadan ancak pay alıyorlar. Ülkemizde dondurmanın yüzde 80'ni, 6-25 yaş aralığındaki vatandaşlarımız tüketiyor'' dedi.
Sağlıklı bir dondurmanın nasıl anlaşılacağını da belirten Şahan, ''İlk olarak yediğiniz dondurmanın hangi maddelerden ve nasıl yapıldığını mutlaka araştırın. Dondurmanızın içeriğini merak etmek, üreticilere Katkı maddesi içeriyor mu? gibi sorular sormak en doğal hakkınız. Açık dondurma yiyorsanız, servis yapmak için kullanılan dondurma kaşığının temiz olduğundan emin olun. Hatta şüpheleniyorsanız temiz kaşık kullanılmasını rica edin.
Porsiyon seçiminiz çok önemli. Dondurmanın kalori oranı diğer tatlılara göre oldukça düşüktür. Gene de tüketeceğiniz dondurmanın 150 kaloriyi geçmemesi gerekiyor. Bunu nasıl ayarlayacağınıza emin olamıyorsanız porsiyonu küçültmekte fayda var. Açık değil de paketlenmiş dondurmaları tüketmeyi tercih ediyorsanız dondurmanızın şeker oranına dikkat etmelisiniz. Piyasada satılan paket dondurmalar genellikle 30 gram civarında şeker içerir. Tüketeceğiniz dondurmanın şeker oranının 15 gramdan az olması gerekiyor. Gün içerisinde tüketilen şeker miktarının maksimum 50 gram olması gerektiğini hatırlatmakta ise fayda var.
Ayrıca dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise; yapay tatlandırıcılar. Doğal şeker ya da meyve özü yerine yapay tatlandırıcılar kullanılarak üretilen dondurmalar, içeriğindeki kimyasal maddelerden dolayı sağlığınızı kötü yönde etkileyebilir'' ifadelerine yer verdi.
Besin değerleri düşünüldüğünde, katkısız doğal bir dondurmanın, süte göre 3-4 kat daha fazla yağ, yaklaşık yüzde 15 daha fazla protein ve 3-4 kat daha fazla karbonhidrat içerdiğini vurgulayan Şahan, ''Aynı zamanda katkısız bir dondurma, kemiklerin başlıca yapı taşlarından olan kalsiyum ve fosfor yönünden oldukça zengindir. Sütteki kalsiyum ve fosfor miktarı, yapılışındaki yoğunlaşmadan dolayı doğal dondurmada süte göre daha fazla bulunur. 100 gram dondurmada 135 mili gram kalsiyum bulunurken, sütte bu miktar 115 mili gramdır'' dedi.
Toplu halde, fabrikasyon usulü üretilen dondurmaların yapımında kullanılan malzemelere bakıldığında, dondurmanın yapımında süt veya süt tozunun yanı sıra; şeker, glikoz şurubu gibi tatlılık verici maddeler, bitkisel yağ ve süt yağı, çeşidine göre çikolata, kakao, meyve, fındık-fıstık, karamel gibi besinler, sahlep, kıvam verici, doğal ve doğala özdeş aromalar bulunduğunu kaydeden Şahan, ''Tükettiğiniz dondurmanın içinde, sütten daha çok süt tozu, meyveden daha çok tatlandırıcılar varsa; bu dondurmanın faydalarından öte zararından bahsetmek daha doğru olur.
Çünkü bu şekilde tükettiğiniz dondurmanın bize getirisi, daha çok katkı maddeleri ve tatlandırıcılar olacaktır. Dondurma alırken gelişigüzel yerlerden ve ucuz diye almaktansa belli ve markalı yerlerden kaliteli ve iyi dondurma almak daha iyidir. Unutulmamalıdır ki; sağlık paha biçilmeyecek kadar değerlidir'' dedi.