Oysa o beni yaşamdan koparmak için uğraş içinde.
Beni kendine bağlayan onsuz yapamayacağıma inandıran narsist bir fırtına var.
Dedimya kötü bir arkadaş…!
Bağlılık, bağımlılık insan için hep var. Alışması kolay bırakması zor. Her şeye bağlanıyoruz ve bırakamıyoruz ya da bırakamayız zannediyoruz. Herkese ve her şeye karşı yapıyor muyuz? Evet…!
“Bağlılık heykelleri” diyorum bunlara. Kendi ellerimizle biçim veriyoruz. Kendi yaptığımıza tapınıyoruz. Oysa istesek… Hani bir cesaret istesek; yerle yeksan olur o bağlılık heykelleri… İstersek tabii. Kötü arkadaşımdan bahsetmeye çalışıyorum sizlere bana eşlik edenden. Sizlerin de var değil mi bu kötü arkadaşlardan? Bunlar kim ki?
Bazen iç sesimiz… Bazen nefesimiz… Bazen bir eşyamız… Ya da bir sigara… Ya da bir duygu… Kibir… Ego… Öfke… Var da var işte. Şimdi uzun uzun yazdırmayın bana. Düşünün canım biraz siz de! İyiden çok kötü arkadaşımızı. Ve öyle bağlı ve öyle bağımlılık ki bu iyiler yanıbaşımızdayken nedense hep kötü arkadaşlara meyletme dürtüsü.
O benim kötü arkadaşım…
O benim kötü yanım… O benim kötü yönüm…
O benim kendi seçimim. Karışır bazen her şey birbirine ve sorar insan; iyi mi kötüdür, kötü mü iyidir acaba?
Hiçbir şeye ait değilmiş ve hiç kimse bana ait değilmiş gibi yaşamanız dileğiyle…
Saygı ve sevgilerimle…