Bu gün malumunuz Dünya Kadınlar Günü diyerek Kayseri sokaklarında elimde kameramla dolaşıyorum. Beynimin bana oynadığı oyun mudur nedir? bilemem ama gözlerim önüme ülkemizin tüm kadın yüzlerini sunuyor. Kadınlar diyorum, kadınlarımız hem ana hem bir kardeş hem kimisi için yar olan kadınlarımız!

Kayserili İş İnsanının Acı Günü! Kayserili İş İnsanının Acı Günü!

Aslına bakarsanız bugün onların günü, hayatında belki de hiç karanfil verilmemiş kadınlarımız var. Belki de adı şiirlere, şarkılara konu olmamış kadınlarımız..

Kadınlar Günü’nün bu ülke kadınları için ne anlama geldiği sorusunu kendimce yanıtlamaya çalışıyorum. Kaba taslak cevaplamaya çalıştığım bu soruya ülkemizin kadını, kadın şiddetinin, tecavüzlerin, cinayetlerin eksik olmadığı bu zamanlarda 8 Mart hakkında ne düşünüyor? Ülke gündemine yakın bir konu olduğunu düşündüğümden "Şiddete uğradınız mı?" sorularına cevap bulabilmek için düştüm yollara.

"KADIN HER ŞEYDEN ÖNCE ANA’DIR"

Yürüdüğüm yolun karşısın da bir parka rastlıyorum. Parklar genel olarak insan kalabalığının yeşille buluştuğu alanlardır. Orada gördüğüm ilk kadına ‘bu günün hakkındaki sorularıma cevap için yaklaşabilirim’ diye düşünüyorum. Karşıdan gelen kadın orta yaşlarda ve başında turuncuya dönük eşarbıyla dikkatimi çekiyor. Ayaküstü tanışma sohbetimizin ardından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü neden kutlanıyor? sorusunu yöneltiyorum. Adının Selda olduğunu söyleyen kadın 40 yaşında olduğunu bir kurumda işçi olarak çalıştığını söylemesinin ardından soruma şu cevabı veriyor: "Farkındalık oluşturmak için kutlanan bir gün, bir etkinliktir diye düşünüyorum. Ama sadece güne has bir etkinlik, bunu dışında hiç bir şey inşaa ya geçmiyor. Çiçekler verilip, hediyeler dağıtılıyor. Diğer günlerde kadına yine aynı şekilde davranılıyor. Kadın ikinci sınıf muamelesi görüyor. Kadınlara şiddet uygulanıyor. Ötekileştirilmeye çalışılıyor. Bunu yanı sıra kadın farklı biçimde görülüyor. Kadınlara ilişki bazında bakılıyor. Hep ikinci sınıf muamelesi gösteriliyor. İnsanların annelerinin ,eşlerinin ve kızlarını da olduğu düşüncesiyle hareket ederek davranılması gerektiğinin kanaatindeyim çünkü kadın her şeyden önemlisi anadır, kardeştir, bacıdır ve eştir. Bunu gözeterek hareket edilmelidir diye düşünüyorum." Konuşmasını ara ara öfkeli bazen durgun birden coşkulu nidalarla sürdürüyor. Dünya Kadınlar Günü ne anlama geliyor? dediğimde pek bir anlamı olmadığını vurgulayan Selda Avcı "Benim için sıradan bir gün, çünkü hiç bir şey değişmiyor her şey aynı kaldıktan sonra bir günün kutlanıp, kutlanmaması benim için çok da önemli bir şey değil, her zaman Kadınlar Günü olarak kutlanmalı ve her zaman kadın haklarını ön planda tutmak gerekiyor" şeklinde konuşuyor. Kadına şiddet hakkında kendisinin şiddete uğramadığını fakat bir arkadaşının uğradığına şahit olduğunu dile getiriyor. Bu konudaki üzgünlüğü gözlerinden okunan Selda Avcı şu sözlerle konuşmasını bitiriyor "Her kim olursa olsun şiddet hiç kimseye yakışmıyor. Konuşarak anlaşmalı insanlar , dayak zayıf, aciz insanların başvurduğu bir uygulama şeklidir. Kadına saygının, sevginin daha yüksek olduğu günlerde yaşamak istediğimizi dile getirmek istiyorum. " Selda Avcı’nın bu söylemleri hakkında kendisine minnette bulunup parkın çıkışına doğru ilerliyorum.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Parkın çıkışında beyaz tüylü köpeğini gezdiren uzunca boylu üzerinde mor kapşonu olan başka bir kadınla karşılaşıyorum. Boynumda asılı kameramı gören kadın küçük bir tebessüm edip 'sanırım röportaj için buradasınız?' diyor. Ayaküstü küçük selamımız ardından kafamdaki gelişi güzel sorulardan birini yöneltiyorum. Soruya adının Esin Karamürsel olduğunu öncelikle kendisini tanıtmak istediğini dile getiriyor. Hay aksi! diyorum kendimce söyleşi için çık yola selamlaştığın kişinin adını unut büyük bir hata. "Esin Karamürsel özel bir şirkette çalışıyorum yaşım 34" diyerek söyleşiye başlıyor. İlk olarak Kadınlar Günü’nün kendisi için ne anlama geldiğini anlatıyor. Esin Kaamürsel ciddi bir ses tonuyla "8 Mart artık bu dünyada kadınlarının var olduğunun bir göstergesi yani bunun bir savaş olduğunu erkek hegomanyası altından çıkıp, bir savaşla beraber biz buradayız deme şekilleridir" ifadelerini kullanıyor. Onca kelimeleri bir çırpıda az cümleyle dile getiren insanlara hayranlığımı kendimce onaylıyorum. Bunun ardından mor kapşonlu 34 yaşında ki Esin Karamürsel’e kadınlar günün anlamı nedir ? sorusuna verdiği cevap şu oluyor "Bana göre bir kadın olduğumun ne kadar önemli bir şey olduğunu ifade ediyor. Kadın olduğumdan dolayı guru duyuyorum. Bu benim için onur verici bir şey bir kere yaratılış sürecinin ilk aşamasında olmak tan dolayı ilahi bir kudrete de büründüğümü düşünüyorum bu yüzden Allaha da şükrediyorum . Kadınlar günü benim için güç demek var olmak demek, ayakta durmak demek, özgür olmak, kendin olmak demek hiç bir baskı altında olmadan tüm düşüncelerini ifade edebilmek demektir." Esin Karamürsel’e kadına şiddet ile ilgili olan soruyu sorduğum da kaşlarını alalade kaldırıp bir çırpıda cevaplıyor. " Öğrenilmiş çaresizlik, onların hayatlarında şiddete uğramalarına neden olan tek şey öğrenilmiş çaresizlik, kendilerini o mahkum ruhuna bırakmış olmaları, kendi haklarını savunabilecek kadar güçlü olmadıklarını düşünmeleri kanunen haklarını bilmemeleri. Sürekli erkeklere erkektir yapar döver de söver de olayını insanlar kanıtsamışlar. Dilde buna benzer o kadar tabir var ki kadının saçı uzun olur aklı kısa olur tarzında kadını aşağılayıcı, onları kendi iç dünyaların da küçücük hale getirilen bir varlık olarak görmüşler. İnsanlar bunu iliklere kana kana o kadar işlemişler ki ama eninde sonunda bu düşünceler yok olacak bundan eminim." Bir kadının sergüzeşti olmalı bu diye düşünüyorum. Esin Karamürsel'e veda ederken.

WhatsApp Image 2019 03 07 at 17.55.19

"ERKEK ARKADAŞIM TARAFINDAN ŞİDDETE UĞRADIM"

Ayaklarım beni yol boyu meydana itiyor. Aralıklı açıp kapanan güneşin eşliğiyle Kayseri Meydanı’na doğru ilerliyorum. Son olarak bir kadınla daha röportajımı yapıp oradan ayrılmak istiyorum. Kadınlar hakkında hiç kimsenin daha önce adını anmadığı kadınlarımızın adını anan bir kitap yazsam acaba ? bunca tecavüzün, bunca katledilen kadınlarımızı töre cinayetlerini yazsam diyorum mahkeme salonların da şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma noktasına gelmiş iki insanı hikaye etsem acaba dikkate alınır mıyım? diye düşünüyorum. Hemen beynimden bu düşünceleri atıp yoluma devam ediyorum. Bir banka oturup elinde sigarasıyla duran kadına yaklaşıyorum. İşe kendimi tanıtmakla başlıyorum. İsminin Nuran Karakaya olduğunu 23 yaşında bir öğrenci olduğunu dile getiriyor. Nuran Karakaya ya tek bir soru soruyorum. Şiddete daha önce uğradınız mı ? Sorumu onaylayarak "evet" yanıtını veriyor. "Eski sevgilim tarafından şiddete uğradım. Erkek arkadaşımdan ayrılmak istedim. Ama o benden ayrılmak istemiyordu o yüzden darp edildim, tokat attı başörtümü çekti, hırpaladı, tehdit etti ailene söylerim şeklin de " dedikten sonra bir sessizlik oluştu söylemlerinde düşünceli biçim de Nuran Karakaya "İla kadınlara erkekler şiddet uyguluyor diye bir şey yok kadınlar da kadına şiddet uyguluyor. Keşke 8 Mart olarak kalmasa insanlar birbirine saygılı olsa, sevgili olsa kadınların iyi yerlere gelmesin de öncülük etseler, engel olmasalar böyle düşünüyorum" konuşmasını bitiren kadına teşekkürlerimi sunarak yanından ayrılıyorum.

WhatsApp Image 2019 03 07 at 17.55.20

Şimdilik sorular yönelttiğim bu üç kadının düşüncelerini bir araya getirdiğimde şu sonuca ulaşıyorum. Bugün dünya analar günü , kız kardeşler , bacılar günü. Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan, darp edilen, psikolojik baskıya fiziksel şiddete maruz kalan , tecavüze uğrayan bir köşe başında töre cinayetleriyle vurulan, saçı uzun aklı kısa tabiri ile çağrılan kadınlar günü.

“KADINLAR ÖNCE KENDİLERİNE ÖNEM VERMELİ”

30 yaşındaki özel müzik dersi veren öğretmen Pınar Kaya Dünya Kadınlar Günü’nün neden kutlandığını şöyle anlatıyor: “Kadınlara değer verilmediği için 1 gün de olsa değer verilsin diye kutlanıyor bence. Dünya Kadınlar Günü benim için ifade etmiyor. Kadınlar önce kendilerine önem vermeli, sadece 1 güne sığdırılmamalı, her zaman kutlanılmalı.”

“ERKEKLER KADINLARA AKILLARINCA BİZE BİR GÜN VERİYORLAR, O GÜNÜ KUTLAYIN DİYORLAR”

Bilge Kara isimli 28 yaşındaki ev hanımı Dünya Kadınlar Günü’nün bastırılmış bir gücün bir günlüğüne kabul edilmesi için kutlanıldığını ifade ederek, “365 günün 364 gününü bastırıp, 1 günü açığa çıkartıyorlar. Bu yüzden kutlanıldığını düşünüyorum. Dünya Kadınlar Günü bana hiçbir şey ifade etmiyor, anlamı yok. Erkekler kadınlara akıllarınca bize bir gün veriyorlar, o günü kutlayın diyorlar. Ama biz gücümüzü çok iyi biliyoruz” derken, ‘şiddete uğradınız mı?’ sorusuna ise iç çekerek, ‘Fiziksel olmasa da psikolojik olarak şiddete uğradım, etrafımda da şiddete uğrayan kadınlar oldu” diye cevap veriyor.

WhatsApp Image 2019 03 07 at 17.55.21

“KADINLARA EZİYET ETMESİNLER”

69 yaşındaki Seniha Tertelicioğlu teyzemiz, ev hanımı olduğunu söylüyor ve ‘Kadınlara eziyet etmesinler’ diyor, şöyle devam ediyor: “Gene bizler rahatız yavrum. O dışarıda, köydeki, doğudaki kadınlar hep perişan, eziyet etmesinler kadınlara tek bunu istiyoruz. Erkekler kadın bir boşanma davası açtı diye tak tak öldürüyorlar, illa ki bir kadına şiddet uygulanıyor.”

WhatsApp Image 2019 03 07 at 17.55.20 1