“SIRBİSTAN SINIRINDAN ROMANYA SINIRINA GEÇTİM”
Otostop çekiyorum ama çok umutsuzum. ‘’Bu gece gümrükteyim.’’ diye düşünüyorum. O arada 34 plaka bir araç gördüm ve hemen yanına gittim. Anlattım. Tamam nereye gidiyorsan bırakalım dediler ama gümrükte XR cihazına takıldılar. Arabayı boşalttılar. Ben hala otostop çekiyorum. O an Allah gönderdi galiba bir tane tırcı ağabeyimiz, ama o an minibüs kullanıyordu. Gümrükten U Dönüşü yaptı ve benim yanıma geldi Türk bayrağını görünce. ‘’Nereye gidiyorsun sen’’ dedi. ‘’Budapeşte’ye’’ deyince, ‘’Bizim tırların rotası burası değil, Romanya üzerinden gidiyorlar, sen yanlış yerde durmuşsun.’’ Dedi. ‘’Ben Türkiye’ye gidiyorum, gel seni Romanya sınırına kadar bırakayım.’’ Dedi. Sonra ben o ağabey ile Sırbistan sınırından, Romanya sınırına geçtim. Orada indim. Sınıra yaklaşıyorum ama Roman polisleri şüphelendi. Türk bayrağı var, sırtında çanta da var, hemen; ‘’Sen ne yapıyorsun burada? Sınırı nasıl geçtin?’’ Hani onların önünden de geçmedim. Biri telefonumu kurcalıyor, diğeri pasaportuma bakıyor. Ben her şeyi gösterdim, ‘’ Bir şey yapmaya hakkınız yok.’’ Dedim. Ama hafiften de korkmaya başladım.
“TÜRK TIRCILAR HAYATIMI KURTARDI”
İki Türk tırcıya denk geldim yine yani Türk tırcılar hayatımı kurtardı yurt dışında diyebilirim. Onlarla beraber Budapeşte’nin çok çok yakın bir yerine gittik. Tırın içinde, tüple çay demlediler. Bir restoranın orada durdular, o gece de restoranda yattım. Bahçeye çadır kursam sorun olur mu ile başlayıp, ağabey içeride yatsam sorun olur mu, ya kadar geldim. Sabah kalktım, şehir içi otobüse bindim. Sonunda Budapeşte’ye ulaştım. Orada arkadaşım vardı, zaten yine gitmiştim oraya bir gençlik projesi vardı. Şehir turuna katıldım. Ailesi ile tanıştım, misafir etti beni. Onların yemeklerinden yedim, tanıştık. Ertesi gün biraz daha şehri gezdim, bir önceki gittiğimde gezemediğim yerleri gezdim. Sonra o gece de bir Hostel’de kaldım. Ertesi gün döndüm.
Yolculuğumda arabasına bindiğim herkese sticker hediye ediyorum, nazar boncuğu yapıştırmalarından takıyorum arabalarının camlarına. Benzinliktekilerin telefonlarının arkasına yapıştırıyorum hatıra kalması için.
Dönüşüm; ben o bileti iki ay önce 60 Lira’ya aldım. İstanbul’a 60 lira ile dönüyorum, bayağı mutluyum ucuza bilet bulmuşum sonuçta. Ertesi sabah kalktım, hava alanına gittim. Normalde benim sırt çantam en küçüğü. Sıkıntı olmaması lazım ama bileti aldığım firma müşteriden zorla para kopartmak için uğraşan bir firma. Tam oraya gittim. İki tane Türk orada tartışıyordu. ‘’Ne oldu?’’ diye sordum, valiz beş santim büyükmüş, küçük bagaj için 45 Euro istiyorlar, dediler. Adama zorla o parayı ödettiler. Sonra dediler ki, ‘’ Sen bu valiz ile check-in yapmadın.’’
“100 EURO’YA BİR HAFTA GEZDİM”
Bir de bu firmanın şöyle bir kötü tarafı var. Ben bunu bildiğim için gece hallettim işlerimi. Hava alanında uçuştan üç saat önceden check-in yapmanız gerekiyor yoksa para alıyor check-in yapmanız için. Sonra dediler ki; ’’Senin valiz hakkın değişti, 40 Euro daha vereceksin.’’ Sabah, adam bileti olduğu halde ekstradan 85 Euro daha ödedi.
Normalde benim sırt çantam küçük diye düşünüyorum ama onların kabin boyları var. Küçük kabin bagajına bir koydum, benim çantam oranın iki katı. Benden para istiyor ama ben o parayı verirsem kahrolurum. Çadırımı orada tanıştığım iki arkadaş vardı, bayan olana verdim. Uyku tulumumu yine onlara verdim. Kirli çamaşırlarımı çöpe attım. Sonra çantanın omurgası var metal onu çıkardım ve çantayı katlamaya başladım. O çantayı küçük kabin bagajına sığdırdım. ‘’Tamam.’’ Dedi, ‘’senden para almıyoruz, geçebilirsin.’’ Oradan geçtikten sonra eşyalarımı alıp koluma astım, çadırımı diğer bayan koluna aldı. Uçağa girdikten sonra rahat bir nefes aldım. Tüm yola çıkarken cebimde 70 Euro vardı. En son Budapeşte’de kredi kartımı kullandım 30 Euro kadar. 100 Euro’ya bir hafta boyunca gezdim.
“TÜRK TIRCI GÖRDÜĞÜM HER AN ÇOK MUTLUYDUM”
Bu yolculuk boyunca en mutlu olduğun ve en zor durumda olduğun anıların nelerdir?
Mudanya’da o feribotu yakaladığımda çok mutlu olmuştum ve Türk tırcı gördüğüm her an çok mutlu olmuştum. Zor anlar, biliyorsunuz ki, Avrupa’da mülteci gibi zorlu bir durum var ve her an onunla karşılamak durumunda kalıyorsunuz, bu zor bir durumdu benim için. Bir gün boyunca Novi Sad’da olmak çok zordu. Kayseri’den Adana kadar bir mesafe, her türlü giderim diye düşünüyorum ama gidemiyorum. Orada bir gün boyunca bekledim.
“KORKMAYIN TEK ÇIKIN”
Bu otostop konusunda neredeyse uzmanlaşmış sayılırsın. Otostop yapıp böyle bir yolculuk düşünenlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersin?
Bizim ‘’ Tek Çık!’’ diye bir sloganımız var. Tek çıkınca daha eğlenceli oluyor. Birisi ile çıktığınız da sıkıldığınız zaman o kişi ile konuşabilirsiniz. Yeni biri ile tanışma ihtiyacı hissetmeyebilirsiniz. O kişi sizi kurtarabilir bazı yerlerde ama tek çıktığınız zaman her şey sizsiniz. Her şeyi tek başınıza halletmek zorundasınız. Her şey televizyondan göründüğü gibi değil. Basın genellikle kötü olan şeyleri gösteriyor. Aslında dışarı çıkıldığında çok güzel insanlar var. Çok güzel insanlarla tanışılıyor. Korkmayın tek çıkın diyorum ben.