Teşkilat Buluşmasına, Genel Başkan Ali Yalçın’ın yanı sıra Memur Sen Konfederasyonu Kayseri İl Temsilcisi Aydın Kalkan, sendika şube başkanları ve üyeleri katıldı. Sendikalarda üye sayımlarının yapıldığı 15 Mayıs mutabakat dönemine hazırlık için bir araya geldiklerini kaydeden Genel Başkan Ali Yalçın, Memur-Sen olarak 1 Mayıs’ı Kocaeli’de karşılayacaklarını belirtti. 1 Mayıs’ta dünya gündemine dair sorunlara da dikkat çekeceklerini dile getiren Yalçın, “Sömürü düzenine, emperyalizme, kapitalizme karşı reddiyemizi ifade edeceğiz. Türkiye’deki en büyük kamu görevlileri konfederasyonu olarak, Mayıs ayı itibariyle ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşımaya yönelik adımlarını ve Kudüs konusuyla ilgili duruşumuzu bir kez daha ifade edeceğiz” dedi.
Öğretmen performans taslağı konusunda Eğitim Bir-Sen olarak başlattıkları imza kampanyasının da 1 Mayıs’ta sona ereceğini söyleyen Yalçın, Milli Eğitim Bakanlığının, öğretmeni veli ve öğrenci karşısında değersizleştiren sistemden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Bakanlığı sağ duyulu olmaya davet ettiklerini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakanlığı sağduyuya çağırıyoruz”
“Öğrencinin, velinin ve öğretmenin öğretmene not verdiği bir zemin üzerine kurgulanmış bir performans arayışı eğitimcilerin gözüyle baktığınız zaman, ‘Ben bu işi bilmiyorum, hiç anlamıyorum’ demektir. Bakanlığı, bütün öğretmen odalarını ateş küpüne dönüştüren, bütün öğretmenlerin tepkiselliği konusunda herkesin uzlaştığı ve öğretmenlerin tamamının tepki gösterdiği bir konuda görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum diyerek; benim dediğim olur yaklaşımıyla adım atarsa bu, eğitimi içinden çıkılmaz hale getirir, bu öğretmen kitlesini küstürür. Siz, öğretmen kitlesini küstürürseniz, başka küstürecek kimseye ihtiyacınız yok. Çünkü işin yükünü çeken zaten öğretmen. Bakanlığa sağ duyu çağrısı yapıyoruz. İşi, içinden çıkılmaz hale getirmeyin. Yol yakın iken aklı selim davranın. Bu işi oturup tartışın, itiraz noktaları nelerdir, bunları görmeye çalışın. Öğretmen performans taslağını da, öğretmen strateji belgesini de paydaşlarla tartışın. Yoksa, bu işi biliyoruz diyerek yapacağınız şey aslında bu işi bilmediğinizi göstermektedir. Şu anda bu durum öğretmenler odasından böyle okunmaktadır.”
“Eğitimciye uygulanan şiddet olaylarının çoğu kamuya yansımıyor”
Son üç haftada ülke genelinde 10 civarında eğitimciye şiddet vakasının meydana geldiğini hatırlatan Yalçın, bazıları kamuya yansımayan söz konusu olaylara dair cezai müeyyide uygulanmasına dönük düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguladı. Eğitimciye şiddetin yaygınlaşmasını, toplumsal çürümenin göstergesi olarak niteleyen Yalçın, “Anne, baba, öğretmen bu üç kişilik çok önemlidir. Eğer çocuk anneye, babaya, öğretmene şiddet uyguluyorsa burada bir çürüme vardır. Şiddet eğitimciye yönelmişse gelecek tehlikede demektir. Son üç hafta içerisinde 10 civarında eğitimciye şiddet olayı meydana geldi. Bazıları da kamuya mal olmuyor, yerinde hallediliyor. Çünkü bu konuyu çok fazla görünür kılmak da çok tehlikeli. Bir şey meşhur hale geldiği zaman bir zaman sonra meşru hale gelir. O nedenle bu konu çok gündeme gelmeden bir an önce bununla ilgili caydırıcı yasal düzenlemenin ortaya konulmasına ihtiyaç var. Aksi takdirde, aklı esenin, aklı kesenin ya da aklı başında olmayanın öğretmene, okul idaresine şiddet uyguladığı bir zemin bu toplumdaki çürümenin yeridir” ifadelerini kullandı. (Kurumsal)