İşte, Gülen Cemaatinden, başkanlık sistemine, Ali İsmail davasından Güneydoğu'daki terör olaylarına kadar güncel konuları konuştuğumuz o keyifli röportaj ;
Bumin Kaan Özbek : TGB Kayseri İl Başkanı
Betül Kahraman : TGB Kayseri İl Sekreteri
Ela Özsoy : TGB Kayseri İl Saymanı
Mustafa Demir : TGB Kayseri İl Yayın Sorumlusu
TGB’li gibi düşünmek ile TGB’li olmak arasındaki fark nedir?
Mustafa Demir : TGB’li gibi düşünmek, TGB’nin dışında olmak aslında bir savaş var, farkındasın ama savaşın sonucunu bekliyorsun. Ama TGB’li olunca bu kavgaya omuz veriyorsun bu savaşa, destek veriyorsun. Fark sadece bu ama çok büyük bir fark.
Geçtiğimiz haftalarda Ankara’da düzenlenen ‘Aydınlanma Semineri’ adlı konferansa sizler de katıldınız. Üniversite yönetimi ile bir takım sorunlar yaşandığı yönünde basına haberler yansıdı. Neler oldu okuyucularımızla paylaşmak ister misiniz ?
Betül Kahraman : Genel merkez tarafından organize edilen bir programdı. Genel merkez tarafından alınan karar doğrultusunda gerekli tüm izinler alınmıştı. Son güne kadar bir sorun yoktu. Üniversitenin kendi konferans salonunu kullanacaktık, son gün üniversite elektrik arızası var, bundan dolayı salonu size veremeyeceğiz dediler. Arkadaşlar müdahale ediyorlar, bu tepkinin üzerine direnişe geçerek salonu tekrardan biz alabildik. Çok eğitici ve öğreticiydi. Orada yapılan sempozyumu Kayseri'de yapamaz mıyız ? İçerisinden birçok konuyu çıkarmamız lazım.
Mustafa Demir : Sempozyum 26 Aralık'ta yapıldı. Kubilay’ın şehit edilmesinin yıl dönümü olması sebebiyle o tarihi seçtik. Jön Türklerden, Kubilaylardan gelen Türk milletinin bir aydınlanma çağı vardır. Aydınlanmayı bir çok yönden ele alan bir sempozyumdu.
TGB diğer benzer sivil toplum kuruluşlarına baktığımız zaman seçici bir tavır sergilediğini görüyoruz. Özellikle Ali İsmail Korkmaz’ın Eski Adliye’de davasında varken Yeni adliyedeki karar duruşmasında yoktu bunun belirli bir sebebi var mı?
Bumin Kaan Özbek : Ali İsmail Korkmaz’ı en çok savunanlardan biri de bizdik. Biz ilk duruşmasında diğer illerden gelen arkadaşlarımızla beraber duruşma boyunca vardık. Ancak destek veren diğer grupların bölücü ve gerici unsurların odak noktası haline geldiği için TGB olarak katılmadığımız oldu. Fakat Ali İsmail her duruşmasında en az 5-10 arkadaşımızla oradaydık duruşmayı takip ettik. Oradaki diğer grupların tavırları bizim tasnif etmediğimiz hareketler. Bunda dolayı mesela biz 1 Mayıs’ta toplu eylemlere katılmayız, bayraklarımızla, flamlarımızla ayrı program düzenleriz. Biz işçinin vatansız olmadığına inanırız. Türk bayrağını ret edenler işçinin hakkını savunamaz.
TGB diğer gruplara göre daha ulusalcı daha milliyetçi değerlere sahip çıkarak hareket ediyor diyebilir miyiz ?
Bumin Kaan Özbek : Biz gücümüzü Türk devrimler geleneğinden alırız. Bizi bazı medya organları Marksist anlayıştayız gibi lanse ediyor. Bizler milliyetçiyiz diyen örgütten daha milliyetçi eylemler yaptık. Bunların örnekleri de mevcut. Amerikan askerlerinin başına çuval geçirilmesi, Amerikan üslerine koyduğumuz tepkiler ortadadır. Bunlar Türkiye Gençlik Birliği tarafından yapıldı. TGB dünyada özellikle antiemperyalist ülkelerde önemi çok fazladır. Sürekli takip ederler.
Vatan Partisi ile TGB arasında bir bağ var mı ?
Betül Kahraman : Hepimiz tek açıklayabiliriz aslında bu soruyu. Sürekli açıklamak zorunda olduğumuz bir konu oldu bu durum.
Mustafa Demir : TGB’nin bir amacı vardır. Milli bir cephe yaratmak istiyoruz. Karşımıza da gayri milli unsurları alırız. Milli cephe oluşurken gelene git diyemezsin. Bu cephenin içerisinde kimler vardır diyecek olursak. TGB, Vatan Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, bir yerinden tutup çekmeye çalıştığımız Cumhuriyet Halk Partis,i Milliyetçi Hareket Partisi gibi kuruluşlar bu cephede vardır. Bu cephe de Vatan Partisi de var. TGB de bu cephede, siyasi düşünceler silinir tek dava vatan davasıdır. Bu cephe vatan mücadelesinin yapıldığı cephedir.
AK Parti’den gençler gelse bu cephede yer alabilir mi ?
Bumin Kaan Özbek : AK parti kuruluş itibariyle bu cepheye karşı kurulmuş bir cephe. AKP’li vatandaş bizimle beraber harekete edecekse, AKP’den uzaklaşır zaten. İkisinin aynı ben bizimle beraber hem de Ak Partide olması mümkün değil. Aynı fikirde olduğumuz durumlarda var. Mesela terör konusunda ak partiyle şuanda benzer düşüncelerdeyiz. Teröre Hayır Kardeşliğe evet yürüyüşü düzenlenmişti. Ak partililerle beraber yürüdük. Bizim AKP’li vatandaşlarla bir sorunumuz yok bizim sorunumuz yöneticileriyle. Bu sorunlarımızın çözülmesinin yolu onların bazı şeyleri itiraf ederek cezalarını çekmesinden geçer.
Mustafa Demir : Bu konuda AKP ve HDP bahsettiğimiz milli ve gayri milli cephenin neresinde öncelikle ona bakmamız lazım. AKP ve HDP gayri milli cephede yer aldıkları için bir araya gelemeyiz. Bu düşmanla bir araya gelmek gibi bir şey.
Mevcut hükümetin çözüm sizin ise bölünme süreci diye adlandırdığınız bir dönemden geçtik, akabinde tekrardan sıcak çatışma başladı. Sizler Güneydoğu'da yaşananlarla ilgili olarak neler söylemek istersiniz ?
Bumin Kaan Özbek : Başından beri samimiyetsiz bir süreç var ortada. Çözüm diye adlandırdıkları süreç Büyük Ortadoğu projesinin içerinde yer alan Türkiye’yi bölme süreciydi. Tabi ki bir Türk Türkiye cumhuriyetinde neden faydalanıyorsa bir Kürt vatandaşımızda ondan faydalansın. Lakin özerklik gibi konuların biz karşısındayız. Bu konularda taviz vermeyiz. O gün Samimiyetsiz dedik ve AKP’nin samimiyetsiz politikası AKP’de halkın desteğinin yitirmesine sebep oldu. Türk silahlı kuvvetleri şuanda sazı eline aldı. Bu durum AKP’ye mal edilmemeli.
Sizce AK Parti dini kullanarak mı ayakta kalıyor ?
Bumin Kaan Özbek : AK partiyi iktidar yapan tek bir unsur yok. Belki 10 tane etmen AKP’nin İktidar olarak kalmasını altında dini sömürmesi de yatar emperyalist güçlerle olan ilişkileri de yatar, köylüye yaptıkları yardımlarda yatar. Çok derin sebepler de var çok yüzeysel sebepler de var. Mesela bugün buraya tramvay yapılması vatandaşı etkilerken bu tramvayın aslında ne kadarda demode bir şey olduğunu kimse söyleyemiyor. 1945'de Moskova bombalanırken halk metrolara saklanıyor. Bugün Türkiye'de kaç ilde kaç metro var ?
Türkiye’de uygulanmak istenen bir sitem var, başkanlık sistemi bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
Bumin Kaan Özbek : Biz başkanlık sistemine karşıyız. Başkanlık sistemi aslında şuanda fiilen uygulanıyor ülkemizde. Biz cumhuriyetin temellerinde farklı görüşlerin yer ettiğine inanırız. Bu yüzden tek adamın bu ülkenin kaderini yönetmesini kabullenemeyiz.
Peki Recep Tayyip Erdoğan olmasa da bu kişi başka biri de olsa karşı mısınız ?
Bumin Kaan Özbek : Sistemi kimle değil hangi şartlarla kuracağımız önemlidir. Eyaletlere bölünecek bir Türkiye cumhuriyetinin çok uzun ömürlü olacağına inanmıyoruz. Türkiye cumhuriyeti üniter bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. TBMM Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini tayin etme hakkına sahiptir. Çapaları büyük orta doğu projesi gerçekleşsin artık diye. Türkiye Milli kuvvetleri olan bizler büyük orta doğu projesinin karşısında durduk. Suriye de Esad bu projenin karşısında durdu. Esad’ın orada üniter Suriye yapısını koruması gerekiyor. Bugün sınırımızda pyd kuvvetlerini kim ister. Hangi vatansever bunu kabul edebilir. O kobaniciler romatik solcular kendilerini vatan sever sanmasınlar. Orada ne İŞİD’in nede PYD’nin yeri yoktur. Orası Üniter Suriye topraklarıdır. Türkiye de ne eksikte başkanlık sistemi onu giderecek mesela şu eksik başkanlık sistemi gelirse düzelecek dedikleri ne var ?
Mustafa Demir : Ak parti eyaletlerin olmadığı bir başkanlık sisteminden bahsediyor. Kimseyi kandırmayalım. Yıllar önce AKP ile HDP arasında bunun pazarlığı yapıldı. Sözde Türkiye partisi olmuş HDP’den milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat 2 Kasım sabahı Başkanlık sistemini tartışabiliriz diyor. Ne yaparlarsa yapsınlar Biz Mustafa Kemal’in kurduğu bu cumhuriyeti tekrar onarıp tekrar yeşerteceğiz.
Suriye'de yaşananlar, Rusya ile aramızdaki sorunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ela Özsoy: G20 için Antalya gelindiğinde Putin ile Erdoğan el sıkıştı. Konuşulanları daha sonrasında Putin açıkladı. Bu sorunda mevcut hükümet ve Tayyip Erdoğan sırtını birazda Nato'ya yaslamaya onlardan taraf olmaya güvenerek yaptı. Ama bu planı tutmadı. Nato hiç oralı olmadıSonra biz yapmak istemedik dedi. Rusya Diş İşleri Bakanlığı İŞİD ve Erdoğan ilişkisini belgeleyen açıklamalar yaptı. Rusya en sonunda bu işin sorumlusunun bulun dedi. Emri ben verdim diyen Davutoğlu ve Erdoğan en son bir hava kuvvetleri komutanını hedef olarak gösterdi.
Gülen cemaati diğer bir adıyla paralel yapı ile mevcut hükümetin bir mücadelesi söz konusu sizin bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Mustafa Demir : Gülen cemaati Türkiye de uzun yıllar önce sinsi sinsi devlet kademesine sızmaya başlamış ve kadrolaşmış bir hareket. Ergenekon olayında Ak parti ve cemaat beraberken ak parti bu operasyonlarda kendisine karşı çıkan isimleri sindirmeye çalışken cemaat yeni kadro alanları olarak gördü. Sonrasında polis ve askeriyenin içine sızmaya başladı. Ak parti bunu başaramadı kadrolaşamadı. Ak Parti bunu başaramazda çünkü ak partinin bir kadrosu yok cemaat ise tam tersine tamamen bir kadro hareketi. Ak parti mi cemaati ayakta tuttu cemaat mi ak partiyi o önemli aslında. Eğer Ak Parti bir evse cemaatte o evin kolonlarıdır. Ak parti bindiği dalı kesiyor haberi yok. Cemaat ile arayı bozunca Ak Parti iktidarının da çok bir meşrutiyeti kalmadı. Cemaate yapılan operasyonları da destekliyoruz. Çünkü Zekeriya özler erdem dumanlılar bu dağının görünen kısmı Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu bu buz dağının arkasını biliyor. Çünkü kol kola yürüdüler. Bu açıdan destekliyoruz. Ama bu demek değil ki Ergenekon’u balyozu cemaat tek başına yaptı. Ak parti ve cemaat beraber yaptılar. Tehlikeyi derecelendirecek olursak bize birinci derecen tehlikeli düşman cemaat yapılanması gelir.