Prof. Dr. İnci, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi:
“Vatandaşımızın televizyonlarda gördüğü veya dinlediği bir takım haberler neticesinde örümcekler konusunda mevcut duyarlılığının arttığını söyleyebiliriz. Ancak bu tür olayları böyle ele almamak lazım. Daha bilgili ve sakin olmak gerekir. Bu çerçevede vatandaşlarımıza korkmalarını gerektirecek bir durum olmadığını ve bu örümceklerin davranış biçimlerinin gayet normal olduğunu söylemek isterim. Bizim arthropoda olarak tabir ettiğimiz eklem bacaklılar olarak da bilinen bu canlılar, tabiatın çok önemli bir parçasını oluşturur. Yeryüzündeki canlıların yaklaşık yüzde 80’ini bu canlılar oluşturur. Her sene olduğu gibi havaların ısınması, rutubetin düşmesi ve çevre şartlarının bu örümcekleri zorlaması, onların davranış biçimlerini değiştirmelerine sebep olur. Bu örümcekler direk güneş ışığına maruz kalamazlar. Güneş ışığından kaçarlar ve daha kapalı, rutubetli ve ısının sabit olduğu yerlere saklanırlar. Normalde kurdukları ağlara düşen canlılarla beslenirler. Örneğin sinek yerler. Fakat çevre şartlarından dolayı zorlandıklarında beslenmeyi ikinci plana atıp, hayatta kalma mücadelesi verirler. Dolayısıyla da kapalı mekânlara girmeye çalışırlar.”
Örümceklerden korkacak bir durumun bulunmadığını fakat alerjisi olanların örümcek ısırığı konusunda dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. İnci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanların çevrelerinde bilmedikleri canlılar yoktur. Hatta bu canlıları kendilerine göre isimlendirirler. Fakat son yıllarda insanlar tabiattan uzaklaştığı için tabiatta olan biten ekolojik etkileşimleri de gözlemleyememektedir. Böyle olunca da bazı canlıların davranışları garip gelmekte ve tehlikeli olarak algılanmaktadır. Aslında bunun tehlikeli bir boyutu yoktur. Bu örümcekler genel olarak zararsızdır. Fakat bireysel hassasiyetlere göre dikkatli olmak gerekir. Örneğin insanların alerjisi olabilir. Veya korkabilirler. Fakat bunların paniğe yol açmasına karşıyız. Biz bütün bu kene, sinek, böcek gibi problemlerin yetkililer tarafından kamuyu ilk ağızdan bilgilendirmek için Türkiye’de ilk ve tek olan Vektörler ve Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduk. Bu merkez 2009 yılından beri faaliyette. Merkezimiz bünyesinde alanında uzman bilim insanlarından oluşturulan çalışma grupları çalışmalarını sürdürmektedir. Bu bilim adamları vatandaşlarımızı doğru bilgilendirmek için merkezimize katkı sağlamaktadır.” (Kurumsal)