Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, Beydeğirmeni Projesiyle ilgili, “İnşaat maliyetleri böyle devam ederse Beydeğirmeni Projesi’nin 2030 yılına kadar uzayacağı kanaatindeyim” derken, üretim maliyetlerinin ve karkas et fiyatlarının artmadığı müddetçe Ramazan’da sucuk ve pastırmaya zam yapılmayacağını kaydetti.
KTB Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Et ve Süt Kurumu’nun kombinasının ve satış yerlerinin Kayseri’ye gelmesini gerektiğini dile getiren Bağlamış, bununla ilgili girişimlerinin olduğunu ve 5 yıldır sonuç alamadıklarını dile getirerek,
“Biz Kayseri Ticaret Borsası olarak Et ve Süt Kurumu Kombinasının da Kayseri’de olması gerektiğini, özellikle satış noktalarının da Kayseri’de olmasını gerektiği noktasında çalışmalarımız var. Nedense Kayseri’ye hem satış noktaları hem de kombinalar gelmiyor. Zaten Et ve Süt Kurumu’nun satış noktalarında 89 kıyma, 99 kuşbaşı fiyatları devlet tarafından sübvanse edilen fiyatlarla oluşuyor. Bugün kırmızı etle ilgili Et ve Süt Kurumu’nun kesin fiyatı 128 TL civarında. Vatandaşa
ulaştırırken sübvanse yoluyla o fiyatları elde ediyorlar. Yoksa bugün üreticiden satın almış olduğu ürünü maliyet fiyatına mağazalara dağıtırlarsa Et ve Süt Kurumu’nun mağazaları minimum 180-200 TL civarında et satmak zorunda kalırlar. Biz göreve geldiğimiz 5 yıllık süreçte bu konuyla ilgili gerek yereldeki yöneticilerimize gerekse milletvekillerimize gerekse bağlı olduğumuz TOBB’a hazırlamış olduğumuz dosyalarımızı iletiyoruz ve takip ediyoruz. 5 yıldır bir sonuç alamadık. Bu şu demek değil, konudan vazgeçmiş değiliz. Tabi ki görev süremiz boyunca devam edecek. Nedense Kayseri’de buna duyarlı bakılmıyor. Yakın zamanda Beydeğirmeni projesinde Et ve Süt Kurumunun kombinasının oluşacağı ifadesi var ama bu ne zaman gerçekleşir bilemiyoruz. Bunun her zaman takipçisi olacağız. Et kombinası gelmese bile satış noktalarının Kayseri’ye gelmesi gerektiği noktasında bizimde fikirlerimiz aynı. Kayseri’de de evine et götüremeyen vatandaşlarımız var. Bunların da ucuz et tüketmesi gerektiği kanaatindeyiz. Biz gerekli çalışmaları gerekli mercilere gücümüz yettiğince ileteceğiz” şeklinde konuştu.
“Üretim olmazsa tüketim her zaman yüksek fiyatlarla olmak zorunda”
Bağlamış, “Yem sadece buğday, arpa ve çavdardan oluşmadığı için bunun içerisinde kepek ve mısır gibi hammaddeleri var. Bunun yüzde 60’ını Türkiye’de üretebiliyor olabiliriz ama diğer yüzde 40’ını ithalatla karşılamak durumundayız. Döviz kurunda her zaman artış olduğu müddetçe karşılığında da hammadde de alışımızda da artış söz konusu oluyor. Bu da ister istemez yem materyaline ve kırmızı et fiyatına yansıyor. Pandemi ile beraber başlayan süreçte bakanlığımızın da sahada üreticilerimize vermiş olduğu destekler sonucu buğday, arpa ve çavdarda 2022 yılı öncesine nazaran şuanda yüzde 30 civarında üretim fazlalığımız var. Bunda kendi kendine yetebilen ülke olmaya yaklaştık. Bunun aynısını biz ette de bekliyoruz. Et fiyatlarında artış olduğunda Et ve Süt Kurumunun ve bakanlığımızın karkas et ithalatı ve kesimlik hayvan ithalatı yerine üretim yapılabilecek hayvan getirmesi ve bunun da üreticilerimize makul fiyattan temin edilmesini, karşılığında da yem girdi maliyetlerinde çözüm üretilmesi gerektiğini her platformda ifade ediyoruz. Diyelim ki, bugün 50 kiloluk yemin torbası 300 TL ise, karkas et fiyatı da 127 TL ise, 200 TL’ye ye yem elde edebilirsek 100 TL’ye kırmızı et satabiliriz. Burada sorunlu e suçlu hiçbir zaman kırmızı et üreticisi değil. Bakanlığımız krediler ile kırmızı et üreticilerini desteklemeye çalışıyor ama yeterli gelmiyor. Ya uygun yem elde edip karkas eti uygun satacağız ya da 20 kilo ve üzeri yem alabilecek satış fiyatı elde etmek zorundayız. Aksi takdir de belli bir süre sonra üretmekten vazgeçmek zorunda kalırız. Üretim olmazsa tüketim her zaman yüksek fiyatlarla olmak zorunda. Üretimin çözülebilmesi adına gayretlerimiz var. Zaman zaman fiyatları da dile getirdiğimizde vatandaşımızı üzen bir tablo ortaya konulmuş oluyor ama burada amacımız hiçbir zaman vatandaşları üzmek değildir. Kırmızı et üreticilerini ayakta tutmak istiyoruz. Onların kısmen de olsa para kazanıp ülke için üretmeye devam etmelerini sağlamak istiyoruz” diye konuştu.
“Sütün litresinin 12 TL olduğunu duyunca gerçekten psikolojim bozuluyor” diyen Başkan Bağlamış,
“Ülkemizin bu enflasyon krizinden çıkacağına inanıyorum. Bir yara birden bire iyileşemez. Bizler üretici olarak, vatandaşlarımızda tüketici olarak sabırlı olmak zorunda. Sihirli değneğimiz yok ki, birden bire üretimi yüzde 200-300 artıralım. Eğer üretimi artırabilirsek, enflasyonu ülkemizde önleyebilirsek, hepimiz bir mücadele içerisinde olursak inşallah kısa bir süre sonra bunu atlatırız diye düşünüyorum. 2022 yılına kadar dayanan süt üreticilerimiz şuanda Türkiye’deki süt üreticilerinin yüzde 40’ı yok olmuş halde. 2022’nin sonuna kadar 1 litre sütü 900 gram yeme satmak zorunda kaldıklarını ifade etmiştik. İstemediğimiz sonuçlarla karşılaştık. Bugün piyasada 1 litre süt 12-13 TL civarında. Bu vatandaşımızı üzüyor. Şuanda arz var ve üretim yeterli gelmiyor. Belki yüzde 10 civarlarında fiyatta fazlalık var ama üretim sorunundan kaynaklanıyor. Dayanamayan üreticilerimiz damızlık hayvanlarını ve süt ineklerini kestirmek ve zorunda kaldılar. Bugün ihtiyacımız olan sütü ülkemizde üretemiyoruz. Kayseri’de de damızlık hayvan cinsinden mevcut mal varlığımızın yüzde 30’u kesildi. Sütün litresinin 12 TL olduğunu duyunca gerçekten psikolojim bozuluyor. Bu fiyatlara gelmemesi lazımdı. Bunun da en temel sorunun çözüm noktası üretimden kaynaklanıyor. Belki bu birkaç yıl daha devam edecek. Çözüm olsaydı bugün belki 8.5-9 TL konuşurduk. Vatandaşı da üzmezdi” dedi.
“İnşaat maliyetleri böyle devam ederse Beydeğirmeni Projesi’nin 2030 yılına kadar uzayacağı kanaatindeyim”
Beydeğirmeni Projesi hakkında konuşan Bağlamış, “Büyükşehir belediyesinin acele ettiği nokta 2023 yılının yedinci ayına kadar bitmesi gereken yerler var. Aksi takdirde arsaları almak zorunda kalacaklar. Büyükşehir belediyesinin amacı bu. Burada kötü bir niyet yok. İnşaat maliyetlerinde 2-3 yıldır olağanüstü bir artış söz konusu. Kırsal kalkınma desteklerindeki maliyetler de inşaat artışına yetişmiyor. 7 milyon TL olan kırsal kalkınma desteğinin 3.5 milyonu hibe olarak bir yatırımcıya verilebiliyor. Diyelim ki şimdi başvuruda bulunduk ve altıncı ayda kırsal kalkınma desteği çıktı. Sözleşmeyi bugün inşaatı yapmazsak yedinci ayda nasıl bir inşaat maliyetiyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bundan dolayı hiçbir müteahhit firma, kırsal kalkınma destekleriyle bu işi kabul etmiyor. Kırsal kalkınma desteği, inşaat zamanı geldiğinde sıfır miktara düşüyor. Bugün 100 başlık bir tesisin yapım maliyeti ortalama 7 milyon TL. Bugün kırsal kalkınmaya müracaat edeceğiz ve 3.5 milyon TL destek almaya gayret göstereceğiz ama inşaatı yapacağımız zaman maliyet 10 milyon TL olursa yatırımcı yatırım yapmaktan tekrardan vazgeçiyor. Biz büyükşehir belediyesiyle yapmış olduğumuz toplantılarda burada bulunan 500 tesisin 2023 yılında yapılacağını tahmin etmiştik ama şu anda Beydeğirmeni Besi Projesi'nde 5 tane bitmiş tesis var. 2 tane de bizim gayretimizle bitmekte olan proje var. 500 tane proje içerisinde 7 proje bence hiçbir şey. Bu proje patlamaz ama özellikle Kayseri ile ilgili bakanlığımız tarafından bir pozitif ayrımcılık olması gerekiyor. Kırsal kalkınma desteğinin üst limiti 20 milyon TL. Bunun da 10 milyon TL’sinin taksitli olarak verilmesi gerekiyor ki burayla ilgili hızlı yatırım yapılabilsin. Aksi takdirde üreticilerimizin buraya yatırım yapabilecek mali gücü yok. Üretici zaten 3-4 yıldır hem kırmızı ette hem de sütte zarar etti. Para artıramadı ve kazanç elde edemedi. Şimdi adamın sermayesi yok nasıl yatırım götürebilir? Ama kırsal kalkınma desteği en azından yatırımın yüzde ellisini karşılarsa, diğer dilimi de en azından taksitlendiririz. Yatırımcı da kazandığı parayla da hem üretimini devam ettirir hem de taksitlerini ödeme gayretinde olur. İnşaat maliyetleri böyle devam ederse ben Beydeğirmeni Projesinin 2030 yılına kadar uzayacağı kanaatindeyim. Burada birilerini kızdırmak ve yatırımla ilgili bir yerlere getirmek durumunda değilim. Çok hızlı bir şekilde inşaat maliyetlerinde artış söz konusu oluyor” ifadelerini kullandı.
“Bakanlığın konuya hakim olmadığı kanaatindeyim”
Bakanlığın sahadan uzak olduğunu kaydeden KTB Başkanı Bağlamış, “Üretici sayısı Türkiye genelinde tüketiciden az olduğu için tüketiciyi koruma maksadıyla bir şeyler geliştirmeye çalışıyorlar ama bunun sonuçları da üreticiye olumsuz yansıdığı zaman üretim ve dışa bağımlılık ortaya çıkmış oluyor. Bu dengeyi sağlamak, tarım il müdürlükleri ve sorumlu kişiler tarafından sahaya inilerek yapılmalıdır. Zaman zaman da ifade ettiğim gibi örnek bir üretim modeliyle maliyetleri Tarım Bakanlığı'nın tespit etmesi gerektiği kanaatindeyim. Üreticiyi ne kadar üzebilir ki? Tamamen yok edebilir. Azaltabilir ama bu yine ülkenin tüketicisine yansıyacak bir pozisyon olduğu için bakanlığın sahaya inerek konuyu keşfetmesi gerektiği kanaatindeyim. Konuya çok hakim olmadıkları kanaatindeyim. Belki birilerini kızdırmış olabiliriz ama çok önem arz ettiği için dile getiriyorum. Ülkemizde gıda başta olmak üzere bütün ürünlerle ilgili fizibilite çalışması yapılarak doğru rakamlar üzerinden bir açıklama olmadığı müddetçe üretim her zaman geride kalmış olacak. Vatandaşlarımız kısmi uygun satın almalar elde edecek ama bunun yüzde 5’lik dilimini uygun alırken, yüzde 95’lik kısmını da çok pahalı alacak bir tablo oluşacak. Tarım ürünleriyle ilgili, Tarım Bakanlığımız başta olmak üzere sahaya inip tespit yapması gerektiği kanaatindeyim. Sahadan uzaklar” şeklinde konuştu.
Sucuk ve pastırma üretiminde Kayseri’nin lider il olduğunu kaydeden Bağlamış, “Kültepe'de yaklaşık 4 bin yıl önce kimyonlu kuru etle ilgili tabletler çıkmaya başladı. Bunun ortaya çıkmasıyla beraber artık Kayseri'nin Türkiye'de pastırma ve sucukta marka bir şehir ve anavatanı olduğunu ifade etmiş oldu. En azından diğer illerin artık iddiayı bırakacağını düşünüyorum. Türkiye genelinin yüzde 65 pastırmasını, yüzde 35 sucuğunu tek başına üreten bir iliz. Bundan dolayı lider bir iliz” dedi.
“Tavuk ve kırmızı etin fiyat aralığını bakanlığın belirlemesi gerekiyor”
Vatandaşlara uyarılarda bulunan Recep Bağlamış, “Pastırmanın fiyatları şu anda ortalama 450 ile 600 TL civarında. Sucukta ise 225 TL ile 300 TL'ye kadar fiyat aralıkları var. 250 TL'nin altında et sucuğu olamaz. Doğru bir üretim değildir. Bugün karkas eti 130 TL civarında görürsek ortalama 150 TL sökülmüş etin maliyeti var. Ortalama yüzde 30 civarında da üretim maliyeti var. Öncelikle vatandaşlarımızı şu konuda uyaralım; Beyaz etten üretilmiş sucuğun minimum doğru rakamı 70 TL. Kırmızı etten yapılan sucuğun fiyatı ise 250-300 TL aralığında. 250 TL'nin altında kırmızı etten sucuk üretiliyor diyorlarsa almasınlar. 75 TL'nin altında tavuk sucuğu diye satılıyorsa bunu da almasınlar. Doğru bir üretim olan sucuk ve pastırma değil. Bizim Kayseri Ticaret Borsası olarak en büyük rahatsızlığımız bu. Tarım Bakanlığımızın bu konuya özellikle eğilmesi gerektiği kanaatindeyim. Beyaz etten üretilen sucuğun piyasada perakende olarak satışı yapabilecekse bununla ilgili kısasların olması gerekiyor. Tavuk sucuğu ibaresinin büyük harflerle okunabilir olması gerektiği kanaatindeyim. Kayseri'deki il tarım müdürlüğümüzü takdir etmemiz gerekiyor. Tarım müdürlüğümüz Kayseri'de bunu önlemek adına sahada yoğun bir çaba ve gayret sarf ediyor. Perakende satış yapan kardeşlerimizin de doğru üretim olmaması halinde bunları almamasını tavsiye ediyoruz. İllerde üretim yapan firmaların hepsi belli. Buradaki denetim mekanizmasının hızlı bir şekilde yoğunlaştırılması gerekiyor. Çünkü imalattan çıktıktan sonra analizler bile sonuç vermiyor. Bu noktada ne gerekiyorsa Tarım Bakanlığımızın burada önlem alması gerekiyor. Aksi takdirde satış yerlerine ulaştıktan sonra hiçbir şekilde geri alma şansımız yok. En büyük kriter bu olmalı. Tavuk etinin fiyatı, üretim maliyetleri göz önünde bulundurularak doğru fiyat aralığını Tarım Bakanlığının açıklaması gerekiyor. Bu kırmızı et üretiminde de geçerli. Beyaz etle olan üretimde de geçerli” diye konuştu.
“Üretim maliyetlerimiz ve karkas et fiyatları artmadığı müddetçe sucuk ve pastırmada artış olmaz” diyen Bağlamış, “Biz Kayseri borsası olarak bunu geleneksel hale getirdik. Ramazan ayından on gün önce üretici firmalarımıza serzenişte bulunuyoruz. Bir ay boyunca pastırma ve sucuk fiyatlarında artış yapmayalım. Mümkünse yüzde on civarında bir indirim bekliyoruz. Amacımız özellikle Ramazan ayında bütün vatandaşlarımızın sofralarına pastırma, sucuk ve et ürünlerinin girmesi. Bazen imalatçılarımızdan kızan oluyor ama geleneksel hale getirdiğimiz serzenişimizi bu Ramazan'dan yine 10 gün önce tekrar imalatçılarımızdan rica edeceğiz” şeklinde konuştu.