Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin tüketici hakları, bilinci ve tüketicilerin haklarını arama noktasında, Türkiye’de tüketici bilincinin Türkiye’nin eğitimi ve kültürüyle doğru orantılı olduğunu ve bir İsviçreli ile karşılaştıklarında ülkemizdeki tüketici çalışmalarını, kanunlarını anlattığında İsviçreli vatandaşın şaşırdığını ve onların ülkesinde böyle uygulamaların olmadığını, bu tür sorunların yaşanmadığını söyledi.
Tüketiciden cayma bedeli alınamayacağına dikkat çeken Başkan Mahmut Şahin: “Bizde eğitim ve kültür konusunda pek gelişme yok maalesef. Tüketici bilinci ve tüketici hakları noktasında gelinen nokta başta hakem heyetleri daha sonra kanunları düzenleyen bürokrasi ve mahkemeler tüketiciyi haklı çıkarmayıp, tüketici bize gelmesin diye ayak uyduruyorlar. Hak, hukuk değil, yaptırımlarımız çok yetersiz. Örneğin tüketicinin cayma hakkını kullanmasında size hizmet aldığınız herhangi bir kurum Cayma Bedeli istiyor. Ama kanunda da aynen şöyle diyor; tüketiciden cayma bedeli alınamaz. Bu tür konular da her iki tarafı da memnun edebilmek için devamını getirmiyorlar. Bir şeyin gidişatı önceki küt uygulamaların düzeltilmesiyle olur” diye konuştu.
Türkiye’deki sendika başkanlarının işçileri dikkatte almadığına vurgu yapan Şahin: “Sendikacılığa adım atanlar da genel de o 2 milyon liralık arabaya ben binmeliyim algısı var. Geçen günlerde katıldığım bir açılışta sendikacının birisi 2 milyon liralık plaza açtı. Ve açılış konuşmasında ben işçinin hakkını savunmak için buradayım dedi. Böylelerin saatlik harcaması işçilerin bir aylık maaşı, nereden anlayacaksın sen işçinin halinden de hakkını savunacaksın. İşçiler ise alkışladı. Yine bir gün Ankara’da toplantıya katıldığımda başkanın birisi Kaliforniya’ya gitmiş. Bu durumda işçi dese ki; Başkan bir sendikacının Kaliforniya’da tatil dışında ne işi var? Diye işte o zaman sendikacılar da işçiler de hak savunma noktasında kazançlı çıkar. Şu an bir holdingden daha zengin olup, 5 milyon liralık evlerde oturanlar işçinin hakkını arayamaz. Ben şu an arkadaşlarıma diyorum ki; ola ki ben de böyle durumlara düşersem suçlusu sizsiniz beni, öyle plazalara oturtmayacaksınız. Türkiye’de şu an hesabına asgari ücret yatırıp, ertesi sabaha 200-300 lirasını getir diyen işletmeler var. Bunun vebali İŞKUR ve yönetenlerin üzerine” ifadelerini kullandı.
