“Günümüzde tüp bebek tedavisi oldukça geliştirilmiştir. Her geçen gün başarı şansı artmaktadır” diyen Dr. Alanur Güven, “Fakat tedavinin başarısını etkileyen değişmeyen bazı faktörler vardır. Bu seçilen tüp bebek merkezi, çiftin tedaviye ne kadar uyum sağladığı, doğru teşhis ve doğru tedavi yöntemi oldukça önem teşkil etmektedir” dedi.

Tüp bebek tedavisinin başarısızlıkla neticelenmesi sonrası yapılabileceklere değinen Dr. Alanur Güven, “Çiftlerin maddi ve manevi olarak yeniden tedaviye hazır hissetmesinden sonra 2-3 ay içerisinde yeniden tedaviye başlanabilir. Şayet anne adayının yaşı 35’ten küçük ise verilen ara daha uzun olabilir. Ancak anne adayı 35 yaşından büyük ise bir adet siklusundan hemen sonra tedaviye yeniden başlamak gerekmektedir” diye konuştu.

 

“MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNDEN SONRA NE KADAR ARA VERİLMELİ?”

Rahim Ağzı Enfeksiyonuna Yol Açan Sebepler ve Risk Faktörleri Rahim Ağzı Enfeksiyonuna Yol Açan Sebepler ve Risk Faktörleri

Dr. Güven, "Klasik tüp bebek tedavilerinde olduğu gibi bu süre mikroenjeksiyon yöntemi için de geçerlidir. Fakat tedavisi sırasında OHSS ya da yumurtalık kisti gibi olumsuz durumlar söz konusu olmuş ise ilk olarak bu sorunların tedavisi sağlanmalıdır” dedi. 

Anne adayının yaşı konusu hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Güven, anne adaylarının yaşının ilerledikçe gebe kalma şansının azaldığını söyledi. Yumurtalık rezervlerinin azalması sonucunda da gebe kalma şansının ciddi bir oranda düştüğünü dile getiren Güven, bu gibi durumlarda başarısızlıklardan sonra tedaviye uzun süre ara verilmemesi gerektiğini belirtti. 35 yaşından ileri olan anne adayları için ise ilk denemede başarısızlık söz konusu olduğunda bir adet döneminden sonra yeniden tedaviye başlanması gerektiğini vurgulayan Güven, tüp bebek tedavisindeki başarısızlık oranlarına da değinerek şunları söyledi:

"Tüp bebek tedavisinde başarısızlık oranları, anne adayının yaşına bağlı olarak değişmektedir. Kısırlık sebepleri ve yumurtalık rezervlerinin durumuna göre başarı oranı belirlenmektedir. Çiftler, bu beklenti ile tedaviye başlamalıdır. İlk denemede başarısızlık olması, diğer denemelerde de başarısızlık olacağı anlamına gelmez ancak yardımcı üreme yöntemlerinde yüzde yüz başarı oranının olmadığının bilinmesi oldukça önem teşkil etmektedir.”

“Kadınların doğurganlığının en verimli olduğu çağlarda tedaviye başvurması ile başarı oranı yüzde 60’tır” diyen Güven, “Ayrıca bu oran çiftlerin sorunlarına yönelik alternatif çözüm yolları ile arttırılabilir. Fakat ileri yaş nedeni ile bu yüksek başarı oranı düşmektedir. 40 yaşındaki anne adaylarının başarı oranı yüzde 20, 40 yaşından sonraki anne adaylarında ise ciddi bir düşüş izlenmektedir” diye konuştu. (Kurumsal)