Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, “Kültürel gelişmenin artması, okuma ve görsel iletişimin gittikçe değer kazanması ve aynı zamanda aktif çalışma hayatının gerekliliği nedeniyle her geçen gün yakın görme problemi yaşayan hasta sayımız artmaktadır. İletişimimizde en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri okumak, rahat okumak, hızlı okumaktır. İlerleyen yaş ile birlikte göz içi dokuların değişmesi ve esnekliğini yitirmesi sebebi ile yakın görme bozulmaktadır. Yaklaşık 40 yaşında yakın görmede bozulmalar oluşmaktadır. Çok okuyan bir kişi bu rahatsızlığı 40'lı yaşların başında hissederken, yakın okuma ile çok işi olmayan bir başka kişi 50 yaşında yakın görmede zorlandığını hissedebilmektedir. Henüz çok aktif döneminde olup iş yaşamında sürekli okuma gereği olan kişi için bu durum oldukça zordur” dedi.
Mevcut refraksiyon kusurunun yakın görme üzerine oldukça etkili olduğunu ifade eden Atabay, “Kişi hipermetrop ise yakın görmede çok daha fazla zorlanırken, miyop olan hastalarımız ise bu durumu lehlerine çevirebilmektedirler. Miyop olan bir kişi uzak gözlüğünü çıkararak yakını daha iyi görebilmektedir” diye konuştu.
“Hastanın durumuna göre tedavi uygulanmalı”
Hastanın durumu göz önüne alınarak tedavinin yapılması gerektiğini kaydeden Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, “Yaşamın ve çalışma hayatının uzaması ile birlikte aktif dönemlerinde yakın görme sorunu yaşamak istemeyen pek çok kişi bu zorluğun üstesinden gelmek için tedavi arayışında bizlere başvurmaktadır. Burada yapılacak en basit tedavi gözlüktür. Gözlük haricinde kontakt lens tedavisi veya cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. Gözlük kullanmak istemeyen hastalarımıza yapılabilecek en uygun alternatif tedavi şeklini her hastamızı ayrıntılı değerlendirerek belirlemekteyiz. Hastanın yaşı, beklentileri, mesleği seçilecek tedavide göz önünde bulundurulması gereken durumlardır” açıklamalarında bulundu. (Kurumsal)