Hemen gazetedeki ekibimiz ile görüşüp, karşımıza ne çıkacak, bizi neyin beklediğini bilmeden gazeteye ve Cumhuriyet Meydanı’na gittik. Meydana tramvayla geldiğimde 6-7 kişinin ellerinde Türk bayrakları ile ‘Ordu kışlaya’ diye sloganları ile karşılaştım. Bir kaç kare fotoğraf çektikten sonra gazeteye gelip, cesur çalışma arkadaşım Şeyda Aşatır ve gazetemiz sahibi Azim Deniz ile yeniden takibe geçtik.
Bir taraftan TV’leri takip ediyor, bir taraftan telsiz dinlediğimiz sırada TRT’de canlı yayına geçildi, o dehşet bakışlarıyla herkesin hafızasına kazınan sunucu ‘sözde darbe’ emrini okuyordu. Tüylerimiz diken diken olmuştu ve ne yapacağımızı bilemiyorduk o an.
Kitaplardan okuduğumuz, belgesellerden hatta dizi ve sinemalardan gördüğümüz darbe denilen ürkütücü olayı o an yaşıyorduk. Devlet kanallarına darbeciler tarafından el konulmasının ardından, muhalif bir ulusal kanalda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cep telefonu ile canlı bağlanmış ve ‘Fetullahçı Terör Örgütü mensubu bir grup askerin kalkışması’ olduğunu söylemiş, tüm halkı meydanlara ve havaalanlarına davet etmişti. O mesajla birlikte dinlediğimiz telsizden bir anda Kayseri Valisi Süleyman Kamçı anons geçti. Vali Kamçı, polis ekiplerinin sokağa çıkan vatandaşlara yardımcı olmasını ve megafonla tüm vatandaşların sokaklara çıkmasını emrediyordu. O anons ile Kayseri sokak ve caddeleri daha çok hareketlendi. Türkiye’nin en büyük meydanlarından Cumhuriyet Meydanı tıklım tıklım dolmaya başlamıştı.
Ve gazetemiz patronu Azim Deniz’den tarihi ana tanıklık ettiğimiz bu anları gazetemizde de yayınlamamız talimatı geldi. Eski gazete baskımız hemen durdurulmuştu. Fotoğraf makinelerimizi ve ekipmanlarımızı alarak meydana geçtik ve o anları ölümsüzleştirdik. Vatandaşın gözündeki tedirginliği, korkuyu, korkusuzluğu, cesareti, kızgınlığı her anı fotoğrafladık.
Biz Kayseri’de bunları yaşarken, Ankara, İstanbul gibi şehirlerde ise vatandaşlarımız FETÖ’cü askerlerin yürüttüğü tankların önüne yatıyor, köprüleri kapatıyor ve Ömer Halisdemir’ler vatan hainlerini alnından vuruyordu.
Saatler 02.00’ı gösterdiğinde camilerde selalar, ezanlar ve caddelerde İstiklal Marşı okunmaya başladı. Daha sonra günlerce selalar verildi.
Express baskı ile saat: 03.00 sıralarında ‘Demokrasi için ayaktayız’ başlığı ile belki de Türkiye’de manşetini değiştiren yerel kapsamda tek gazete olduk.
O gece 248 şehit verdik, 2 bini geçkin vatandaşımız yaralandı.
Ve o gece ‘Demokrasi için ayaktayız’ manşetini atarak tarihe geçtik. Çünkü Kayseri’de o gece darbe girişimi için yeniden baskı yapan tek gazeteydik. Türkiye’de de sayılı gazeteler arasında yer almıştık.
Sabaha karşı saat:04.45 sıralarında meydanlara gelen ailelerimiz ile birlikte evimizin yeniden yolunu tuttuk. Ve 27 gün meydanlarda demokrasi nöbeti tuttuk. 27 gün meydanda FETÖ ile ilgili yaptığımız haberlerden oluşan bir sergi açtık. Halkın büyük teveccühü ile karşılaştık.
Darbe girişimi yüce Türk halkının ve medyanın büyük katkısı ile püskürtülmüştü. Sırada bu hain girişimi yapanlar ile hesaplaşma vaktiydi.
15 Temmuz’un bugün ikinci yıldönümü ve FETÖ terör örgütünün başarısız darbe girişiminin ardından Kayseri’de bir yılda örgütle bağlantıları olduğu gerekçesiyle alt kademe dediğimiz memur kesim, orta kademe olan işadamları olmak üzere binlerce gözaltı oldu. Yargılamaları yapıldı, cezaları verildi.
Her ne kadar vatandaşlarımız arasında halen siyasi ayağına dokunulmadığı rahatsızlığı olsa da yılan suratlı din istismarcısı hain terör elebaşı Fetullah Gülen ve örgütü FETÖ’ye ağır darbe vurduk.
VE MÜCADELE HALEN DEVAM EDİYOR, EDECEK DE…
O gece gözümüzün önünden hiç gitmiyor, gitmeyecek de. Unutmadık, unutmayacağız da.
O gece sen, ben yoktu BİZ vardı…
Allah bu millete bir daha böyle bir felaket yaşatmasın.