Yüreğinde vatan sevgisi ile yanıp tutuşurken 2015’te önce asker oldu, sonra bir güzele gönlünü kaptırdı ve 2016’da onunla evlendi. Kayseri 1. Komando Tugayı’na hücum eri olarak atandı.
Asker olmuştu, artık vatan sevgisini vatanına hizmet ederek ödeyecekti.
Kendisi vatanı için nöbet tutarken, eşi de onun hasretiyle bir sosyal medya hesabı açtı. İkisinin adını taşıyan sayfada sevdiği ile fotoğraflarını paylaştı. Eşine yılbaşı hediyesi olarak gönderdiği bir kutuda yaprak sarmaları, börekleri ve ördüğü şapka ile boyunlukları da yine sosyal medya üzerinden paylaştı.
Hele 2017’de şehitler ile ilgili yazdığı bir yazı vardı ki okudukça tüyleriniz ürperecek cinsttendi. ‘Geri zekâlı gibi vatanın yoksul çocukları gibi garipler gibi yakıştırma yapmasanız keşke askerlere’ diyordu yazısında ve ‘Bizim askerlerimiz acınası halde oldukları için orda değiller gurur duyulası yerde oldukları için ve beklenen oldukları için ordalar’ diyerek asker maaşlarını konuşan aptallara adeta ders veriyordu bu asker yolu bekleyen genç kız Birgül.
Mehmet Muratdağı ise annesini ve sevdiğini burada bırakıp, Suriye Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’na katıldı. Vatanın bölünmez bütünlüğü, ülkemizin sınırlarındaki büyük tehdit için gerekli olan bu operasyonun daha 4. gününde kalleşler yine karşılarına çıkamadı.
O’nu da sırtından kalleşçe vurdu, operasyonun 4. Gününde Kayseri’ye şehit ateşi düştü.
Bedenimizi buz kesen Kayseri soğuğu şehit haberi ile ciğerlerimizi yangın yerine çevirdi.
Dün yazdığım köşe yazımda Afrin’in ilk şehidi ‘kahramanımız, şehidimiz Musa Özalkan kutsal vatan uğruna ilk değil, belki de son şehit hiç olmayacak. Şunu tüm dünya bilsin ki ben de dahil bu vatana canımız feda olsun’ demiştim.
Bugün yine tekrar ediyorum…
‘Beklemesinler’ diyerek Vatan uğruna can alıp, can verenlere selam olsun…