Kayseri’de İl Özel İdare Genel Sekreteri olarak görev yapan Mersin Vali Yardımcısı Mustafa Atsız Kayseri’de FETÖ mücadelesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Kayseri'de 15 Kasım Cuma günü kurulacak semt pazarları Kayseri'de 15 Kasım Cuma günü kurulacak semt pazarları

Mustafa Atsız’ın açıklaması şu şekilde: “2013 yılı sonları 2014 yılı başlarında Kayseri’de bir ekip olarak, daha önce İl Özel İdare Genel Sekreterliği yapmam ve Kayseri’yi çok iyi tanımam nedeniyle, İl Emniyet Müdürümüz o zamanki İstihbarat Başkanımızla birlikte, FETÖ ile mücadele kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Kayseri’de bir çalışma başlattık. Elimizdeki bilgileri topladık. Bu sırada İl Emniyet Müdürümüz, İstihbarat Başkanımız, ilgili şube müdürlerimiz, savcı arkadaşlarımız Allah razı olsun yardımcı oldular ve bizim bu anlamda tanık olmamızı istediler. Bizde kabul ettik, bu milli bir meseledir. Bunun sağı solu yoktur. Çünkü karşımızda topyekun bir çete var. Hem de bu terör örgütü az buz bir terör örgütü değil anneyi babaya, çocuğu babaya, dayıyı yeğene düşman etmiş bir terör örgütüdür.

Devlet terbiyemiz ve aldığımız eğitim gereği bunun gizli tutulmasının daha doğru olacağını düşündük bu şekilde hamlelerimizi yaptığımızda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın daveti ile gittik Anayasal suçlarla mücadelede ve KOM’da ifadelerimizi verdik. İfadelerimiz doğrultusunda çalışmalar başlatıldı. Bu verdiğimiz ifadeler FETÖ ana dosyasına konulan ifadelerdi. Toplam 12 sanık hakkında işlem yapıldı. Bu sanıklar Kayseri açısından herhangi bir sanık değildi. FETÖ’nün adliye imamı, polisin emniyet imamı, FETÖ’nün rektörü, siyasi lideri, milletvekilleri, savcıları ve valiler olmak üzere çok güçlü bir yapıydı. FETÖ ile mücadele Kayseri’de neredeyse o zamanlar imkansız bir şeydi. Bu mücadele başladığında ilk etapta biz gizlilik olacağını düşünerek, gizli tanık olmayacağımızı, kendimizi böyle vatan mücadelesinde gizlemeyeceğimizi söyledik. Açık tanık olduk daha doğrusu müşteki olduk. Bu mücadelenin başlamasıyla birlikte daha önce yaşadığımız sürecin devamı olarak baskılar daha da artmaya başladı. Siyasi ayaktan baskılar gelmeye başladı. Adliye imamı ile ilgili ifade verdikten sonra bir gazeteci beni arayarak, adliye imamı üzerinden beni tehdit etti.”