” Günümüz hayatında birçok şeyin birbirine girdiği gibi, artık hakim olamadığımız sorun değil amalarla görselliğiyle göz kirliliği yaşatan kişiler, kıyafetler, fikirler… Şu an ki ruh halim ne kişilere ne fikirlere takılı. Her ne kadar da birbirine bağlantılı olsa da benim takık olduğum şey kıyafet.
Giyim bir sanat felsefesidir, estetiğin en ince halidir bana göre. Saygım sonsuzdur durumu olana da, saygım sonsuzdur durumu olmayana da. Takıldığım taraf hepimizin bir şeyleri uç noktalara taşımamızdan kaynaklıdır. Dikkat edelim biraz, e biraz da düşünelim; kadınsak kadınlık asaletini koruyalım, erkeksek erkeklik seviyesini bir çizgide tutalım. Unutmayalım üzerimizi örten kıyafetler bizi temsil eder, ardından yansıtır. Bu kıstasa duruşumuzu, oturuşumuzu, hitabımızı da ilave edersek bir bütünüyle toplum içinde var olmamızı ya da var ama yok olmamızı belirler. Yakışanı, adabını bilelim, bilelim ki dikkat çekmeyelim, gülünç olmayalım.
İki uç noktada olmak pek de ehemmiyet vermez insana. Nasıl açıklığa saygı duyuyorsak, keza kapalıya da saygı duymamız gerekir. Kişi özgürdür yaşantısında illaki, müdahale hadsizliktir hadsizliktir de be güzel insanım, be güzel kardeşim gözümü kirletme ama sen de.
Giyimde bir tarz oluşturmadan önce kara vermeniz gereken tek şey kendinizi nasıl gördüğünüz ve daha da önemlisi insanlara kendinizi nasıl yansıtmak isteğinizdir. Gözlem yapmak herkese mahsus bir yapıdır, lütfen gözlem yapın. Bakın tarz olmak ya da tek tip olmak için mücadele verilen zamanlara, harcamalara bakın. Herkes birbirinin kopyası, defterin arasına konulan karbon kâğıdı misali. Eğer giyimde tarz farkındalığı yaratacaksanız olmazsa olmaz kurallara da dikkat edeceksiniz.
- Her şeyin başı temizlik!
- Kendinizi tanımakla başlayın!
- Uyumlu olmaya dikkat edin!
- Kişisel bakımlarınıza özen gösterin!
- Gülümsemekten vazgeçmeyin!
- Spor yapmayı ihmal etmeyin!
- Modayı takip edin ama kendinize gerçekten yakışanı alın!
- Doğal güzelliğinize güvenin!
“Bıraksam elbisenin kolunu düştüğü yere, hayat devam eder mi?
Hangi beden kaldırır elbisenin çektiği bu eziyeti?
Hangi yaraları kapatır bu elbise? Rengi önemli mi artık yaraların? Biraz daha fazla mor, biraz daha kırmızıyız!
İçimizdeki acıları gösteren bir alet henüz icat edilmedi.
Dışımızdaki acılarla yetiniyoruz bir süre.
Kalkabilsem yerden, bıraksa elbisenin kolu elimi.
Hayat devam eder mi?”
Kıyafetsiz Kıyafet’ten…
Saygı ve sevgilerimle…