Odasını temizliyor, bebek yatağın altında, kız yatağın üstünde yatıyor, 1 gün sonra annesi çarşaflardaki kanları fark ediyor, tutup kolundan kızı hastaneye götürüyor, özel hastanede doktor kızın doğum yaptığını tespit ediyor, hemen polis ekiplerine olay yansıtılıyor, polis kıza bebeği soruyor ve bebeğin bazanın altında olduğunu söylüyor. Polis ekipleri eve gidince korkunç gerçekle karşılaşıyor, bebek bir poşetin içerisinde akciğerlerine hava girmesi sonucu ölmüş.

Kız, tutuklandı…

Bebek!

Sadece bu dünyaya 3-4 dakikalığına geldi…

Dünyada sadece bir tane bebekleri olması için belki yıllarca bekleyen, dualar eden binlerce insan var ama bu kız, bebeğini gizli saklı doğurup, bir poşete atıyor, ölüme bırakıyor…

Ne acı…

Mahkeme sürecinde sanık kız, “Kasten öldürme olayı yoktur, bebeğimi 9 ay karnımda taşıdım, karnımda sevdim, eğer istemeseydim ilaç içer, zehirler öldürürdüm, ya da merdiven altı kürtaj yapan yerlerde kürtaj olurdum, ben bebek doğduğunda öldü zannettim” dedi.

Mahkeme heyeti yapılan yargılama sonucu sanık kıza, ‘beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan kişiyi öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, iyi hal indirimi ile de neticeten müebbet hapis cezası ile tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Bebek toprağa gömüldü, bebeğin ölümüne sebep olan anne ömür boyu hapse mahkum edildi…

Bunların hepsine sebep olan üniversite öğrencisi erkeği merak ediyor musunuz?

O da duruşmaya geçtiğimiz hafta görülen celse gelmiş, bebekten haberi olmadığını, ilişkiye girdiği kızdan da şikayetçi olmadığını söylemiş…

Ona herhangi bir suçlama yok…

Bebeğe de kayyum olarak mahallenin muhtarı atanmış…

Bu haber umarım çocuklarını ihmal eden ailelere ibret olur, üniversiteye gönderdikleri çocuklarından bi haber olmazlar inşallah…

Ben de, 3-4 dakikalığına dünyaya gelen ismi dahi konulamayan duruşma listesinde ‘BEBEK’ yazan o miniğin bu acınası hikayesini de yazmadım demem…

Bebek, sen melek oldun ve bu insanlığı affet olur mu?