Birkaç gün önce Afganistan'da yürürlülüğe giren yeni şeriat kuralları sosyal medyada paylaşılmıştı. Koyduğu kurallarla kendisini tüm dünyadan soyutlayan Afganistan, koyduğu son kurallarla şeriatı en sert uygulayan ülke konumuna geldi.
Taliban yönetimindeki Afganistan'da kadınların sesinin duyulması yasaklandı! Şarkı söylemeleri, şiir okumaları, kahkahaları duyulmayacak! Yine ortak ve halka açık alanlarda vücutlarını belli edecek kıyafetler yasak iken bu kez yüzlerinin belli olması da yasaklandı. Peçe takmak zorunda kalan kadınların, tek başlarına toplu ulaşım araçlarına binmeleri de yasaklandı.
Eski çağlardan kalan kadının yasaklanması, gizlenmesi gerektiği inancı yerine artık kadınlara değer vermeye başlamışken Taliban yönetimi ısrarla kadınların yaşama ihtiyaçlarını kısıtlıyor.
'Kadınlar ve erkekler aynı ortamda oturamayacak'
Bütün bu yasaklar Afganistan'da ahlak polisi olan Muhtesip isimli yetkililer tarafından izlenebilecek. Muhtesipler sokaklarda dolaşarak halkın ne yiyip içtiğine, ne konuştuğuna, ne kadar konuştuğuna, ne giydiğine kadar müdahelede bulunabilecek.
'Hayattayız ama yaşamıyoruz'
Yaklaşık 3 yıldır Taliban yönetiminde olan Afganistan'da kadınlar hayatta olduklarını ama yaşamadıklarını dile getirmişlerdi.
Afganistan hiçbir zaman kadınların özgür yaşayabileceği bir bölge olmadı ama 3 yıldır her şey daha da kötüye gitmekte. Peki Afganistan'da kadınlara her alanda yasaklar gelirken dünyanın diğer bölgelerinde bunların tam tersi bir şekilde kadın hakları sonuna kadar savunuluyor ve istedikleri gibi yaşama hakkına sahip oluyorlar.
Bu ülkeler nerede?
Afganistan'da kadınların kamusal alanda konuşması bile yasaklanırken Sri Lanka 23 yıldır bir kadın tarafından yönetiliyor. İzlanda, Hollanda, Amerika, Norveç gibi bazı ülkelerde kadınlar özgür bir şekilde hayatlarına devam edebiliyorlar. İstedikleri iş alanında görev alabilirken istediklerini giyerek istediklerini konuşup gülebiliyorlar.
Kadın-erkek eşitliği hakkında
Yaradılışımız dolayısıyla elbette kadınlar ve erkekler aynı değil. Duyguları, davranışları, beynin çalışma mekanizması gibi konular iki cinsi birbirinden ayırırken erkeklerin gücünün daha fazla olduğu biliniyor fakat bunun dışında herhangi bir eşitsizlik söz konusu değil.
Kadın erkek demeden her insanoğlu hayata bir kez geliyor ve bunu dilediği gibi yaşama hakkı var. Afganistan'da yakın zamanda bütün korkunç kısıtlamaların kaldırılmasını dilerken
Türkiye'deki kadın hakları;
Türkiye'deki yaşayan kadınların özgür olmasını Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz. Kadına değer veren, kadının söz hakkı olmasını isteyen, kadınların da iş hayatına girmesine yönelik öncülük eden Atatürk'le beraber kadın hakları ortaya çıktı.
Eğitim hakkı, seçme ve seçilme hakkı vb uygulamalar gelerek batı dünyasına ayak uydurabilsek de eşitsizlikler devam ediyor. Halen Türkiye'nin bazı bölgelerinde kadınların görevi sadece ev işleri olarak görülebiliyor. Adetlere göre akraba da olsa erkeklerle oturması yasak kadınlar var veya yine adetlere göre bir evde sofra hazırlandığında önce erkekler yerken kadınlar erkeklerin yemeklerini bitirmesini bekleyip erkeklerden kalan yemekleri yiyorlar. Bunlar gibi evlilik hayatında, aile hayatında, iş hayatında birçok eşitsizliğe maruz kalan Türk kadını, öncelikle kendi değerini ve potansiyelinin farkına varmalı ki önce kendi kendini kalkındırsın ve erkekler de bunun farkında varsın.