Ama o benim bir parçam, organım, akıldaşım, sırdaşım, eğlencem… Öyle içeri odalara bırakamam tabi ki, masamın üstünde yanı başımda… Gözüm hep üzerinde olmalı. Yanacak olursa lambası, sesini kısmama rağmen hemen bakmalıyım değil mi?
Ah be güzel zaman! Biz mi seni bu hale getirdik yoksa sen mi bizi?
Yorum yapmak bile düşünmeme sebep olacak ki yapmıyorum…
Geçen günlerde bir yaşında veya bilmem birkaç aylık yavrucak gördüm. Engeli olan minicik bir melek… Annesi elinde zararlı maddeler yaymasına rağmen, sırf onu susturabilmek adına ya da biraz kendini dinlendirmek adına yavrusuna telefondan bir şeyler açmış izletiyordu. Evet bakıyordu yavrucak o hareket eden nesnelere. Susmuştu da. Eee annede rahatlamıştı haliyle… Merak ettim gün içinde bunu kaç kere yapıyordu acaba? Eminim annenin yanı sıra bu susturma yöntemini baba da uyguluyordu akşamları…
Her ne kadar nedeni ne olursa olsun bilmediğim bu manzara karşısında daha fazla duramazdım ve uzaklaştım oradan. Öğretmen bir arkadaşım da bahsetmişti bu olaya yakın bir mevzuyu haftalar öncesinde sohbetimiz esnasında, kafam yere bakarak yürüdüğüm, telefonun titremesini denetlemek için ellerimi cebime soktuğum yolda.
“Engel olamıyorum öğrencilerimin okulda telefonla uğraşmalarına. Yavrum dersten sonra ya da okul çıkışında bakın dememe rağmen hocam özgürlüğümüze karışamazsınız cümlelerine…”
ÖZGÜRLÜK…
Zehirli sarmaşık gibi bizleri sarmış ve sarmaya devam eden bir alet. Yapamıyoruz işte onsuz.
Meslek grubu ne olursa olsun…
Zengininden fakirine kadar…
Bebeğinden yaşlısına dek…
Onsuz olmuyor be azizim!
Olurda bir anlık dalgınlıkla evde unutsak kilometrelerce uzakta da bulunsak araç, otobüs vb…lerle, farkına vardığımız saniye aracı ani bir frenle durdurup tekrar son gaz onu almaya… Toplu taşıma araçlarından birinde isek aniden nerede durursa dursun fark etmez düğmeye basıp, okuldu işti umurumuzda olmaksızın karşı caddeye geçip tekrar araca binip ona kavuşmak için heyecan ve stres dolu anlara şahit olmuşuzdur değil mi?
Cüzdansız, yemeksiz geçirebiliriz o günü ama telefonsuz gün geçmez asla. Gün uzar uzar uzar… Hatta dünya durur!
Ah be teknoloji sen mi bizi, biz mi seni bu hale getirdik…
Öyle bir alet çıktı ki karşındakini arayacaksın ve canlı canlı konuşabileceksin dediklerinde hayran olmuştuk bu fikre.
Oysa şuan elimizde o alet. Lakin bizler konuşmaktan kaçıp, işi sadece mesaj adı altında bir sürü programlar yükleyip sessizce yazarak kuruyoruz iletişimlerimizi.
Sen bizim beynimizi uyuttuğunu zannetsen de sevgili cep telefonu bizler dahi insanlarız sakın unutma. SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ…
Saygı ve sevgilerimle…