Ülkemizde virüs salgını yokmuş gibi...
Açtım yine kitabımı, biraz çikolata, biraz müzik eşliğinde tamamladım...
Heyecanla başladığımız ama 3 ayda felaketler zinciri olan 2020’nin altıncı kitabını bitirdim...
Umarım sizler de evlerde kaldığınız sürece bol bol okuyorsunuzdur, çünkü ben hem homeofice çalıştığım gazete haberleri, hem ev işleri ? derken, gün evde bile çok hızlı geçiyor ve yavaş yavaş okuyorum kitap...
Ve....
Kitaba gelecek olursak...
Dostoyevski: Yeraltından Notlar...
“Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyidir?”
Kitabın sonundan bir cümle ile başlıyorum kısa yorumuma...
Yazar, canlı hayat ile yeraltında yaşadığı hayatı kitapta anlatırken istemsizce siz de kendi kendinizi sorguluyor ve kendinizden nefret bile ediyorsunuz...
Canlı hayatta yaşadıkları ile içinde kopan fırtınalar o kadar farklı ki 139 sayfalık kısa kitap çok şükür bitti diyeceksiniz...
Yine kitaptan ipuçları vermeyeceğim ?
Sadece kitapta bir kahraman yok antikahraman var...
Yine kitaptan bir cümle ile sözlerime son veriyorum...
İyi okumalar dilerim...
Sağlıkla kalın, sevgiyle kalın...
"Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim."