Yani Kayseri, FETÖ örgütünün adeta Pensilvanya'sı olmuş durumda. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerle FETÖ operasyonlarında yarışıyoruz.
Kayseri basınının bu FETÖ denilen illet çok ilgisini çekmese de ben ve bir kaç meslektaşım FETÖ davalarını ve operasyonlarını elimizden geldiği kadar kaçırmıyor, takip ediyoruz.
Çünkü kırk yılda bir başımıza böyle bir felaket geliyor. Sadece kitaplardan ve farklı mecralardan okuyup, öğrendiğimiz darbenin bu sefer canlı şahidi olmuşuz. Allah'a şükür, bu sefer gerçekleşmemiş ama bir darbe girişimini gözlerimizle gördük. Ve bunu bir cemaat örgütü mensuplarının gerçekleştirdiğini öğrendik.
15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bugüne FETÖ operasyonları devam ediyor, uzun sürede devam edeceğe benziyor. Zaten kökü kazınana kadar devam etmesi için biz de elimizden geldiğinden daha fazlası için devletimize destek vermeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.
Dediğim gibi darbe girişimini yaşadığımız için 15 Temmuz sonrasını da kaçırmamız gerekiyor. Davalarda neler yaşanıyor, operasyonlarda kimler alınıyor, bunları mesleğimiz gereği takip ediyoruz.
15 Temmuz sonrası ülke geneline baktığımızda en çok operasyonlar ve süregelen FETÖ davalarının en çok şehrimizde yaşandığını görüyoruz. İddianamelere yansıyan iddialar ise dudak uçuklatacak cinsten. Himmet toplantılarında ve Bank Asya'ya yatırılan paraların miktarlarını duysanız şok olursunuz. Son zamanlarda tek dertleri para toplamak olmuş, bıkmadan, usanmadan örgüte para toplamışlar.
Evet, yavaş yavaş devletin kurumlarına, ticaretimize, sanayimize sızan örgüt elemanlarını temizliyoruz, inşallah sıra siyasi ayağına da gelirse ülkemiz feraha erişecek.
Ha bu arada, değil 15 Temmuz öncesi, 17/25 Aralık öncesinde, hani herkesin sempati ile baktığı dönemlerde dahi pörtlek gözlü, o yılan suratlı terör elebaşı ile FETÖŞ diye dalga geçtiğimiz zamanlarda bizleri dinsiz yapanlar şimdi ne kadar da haklı olduğumuzu söyleyerek, özür dilemeye başladılar.