Kayseri’de bulunan Yamula Barajı, son dönemlerde yaşanan iklim değişikliği ve buna bağlı olarak azalan yağışlar nedeniyle ciddi anlamda su kaybına uğradı.

Barajdaki su seviyesinin gözle görülür biçimde düşmesiyle birlikte yıllar önce sular altında kalan eski bir yerleşim yeri tekrar gün yüzüne çıktı.

Barajın inşası öncesinde yaklaşık 1.500 kişilik bir nüfusa sahip olan Kuşçu beldesi, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyordu.

Barajın yapılmasıyla birlikte beldenin büyük bir kısmı sular altında kalmış, bazı sakinler kent merkezine göç ederken, bir kısmı da göle yaklaşık bir kilometre mesafede kurulan yeni yerleşim alanında yaşamını sürdürmeye başlamıştı.​

Geçmişte barajın yapılmasıyla birlikte suya gömülen bu tarihi kasaba, bugün kuraklığın ve iklimsel değişimlerin etkisiyle yeniden ortaya çıktı.

Kuruyan alanlarda yapılan gözlemler sonucu, kasabanın evlerine ait kalıntıların hâlâ yerli yerinde durduğu görüldü.

Yıkılmış ve zamanla tahrip olmuş yapılar, kasabanın bir dönem aktif bir yaşam alanı olduğunu gözler önüne seriyor.

Baraj sularının çekilmesiyle toprak yüzeyine çıkan bu ev kalıntıları, adeta zamanın donduğu bir fotoğraf gibi karşımıza çıkıyor.

Ev temelleri, taş duvar izleri ve bazı yapılara ait yapı malzemeleri hâlâ seçilebilecek durumda.

Bölgede yapılan incelemeler, burasının yalnızca geçici bir yerleşim değil, uzun yıllar boyunca insanların yaşadığı bir kasaba olduğunu gösteriyor.

Uzmanlar, bu tür olayların yalnızca tarihî açıdan değil, aynı zamanda doğa ve iklim üzerine etkilerinin de dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguluyor.

Yamula Barajı’ndaki bu durum, iklim krizinin günlük hayatımıza nasıl yansıdığını bir kez daha gözler önüne seriyor.


İklim değişikliği bu şekilde devam ederse, yalnızca geçmişteki yapılar değil, bugünkü yaşam da tehdit altına girebilir. Yamula Barajı başta olmak üzere bölgedeki diğer su kaynaklarında da benzer su kayıpları yaşanması, Kayseri ve çevresindeki tarım faaliyetlerini doğrudan etkileyecektir.

Su kaynaklarının azalması, hem sulama olanaklarını kısıtlayacak hem de içme suyu temininde sıkıntılar yaratabilecektir.

Ayrıca baraj seviyesinin düşmesiyle birlikte suyun kalitesinde bozulmalar da meydana gelebilir. Durgun ve azalan su hacmi, ekosistemi bozarak balık türlerini tehdit edebilir, bu da bölgedeki balıkçılıkla geçimini sağlayan insanlar için ekonomik kayıplara yol açabilir.

Yer altı su kaynaklarının azalması, tarım arazilerinde verim düşüşü ve toprak çatlamaları gibi sorunlarla birlikte, uzun vadede göçü tetikleyen sosyoekonomik etkiler de yaratabilir.

Uzmanlar, bu tür çevresel risklere karşı önlem alınması, su kaynaklarının daha bilinçli kullanılması ve iklim değişikliğine karşı mücadele için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor.