CHP İl Başkanları toplantısı Kayseri’de Erciyes Dağında bulunan bir otelde yapıldı. Toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi, CHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan, Çetin Osman Budak, Faik Öztırak, parti meclis üyeleri, milletvekilleri ve 81 il başkanı katıldı.

İlk olarak kürsüye gelen Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Türkiye önemli bir süreci yaşıyor. Tek adam rejimi ile demokrasi seçiminin eşiğinde. Toplumsal barış ve huzuru tesis etme ikilemi içinde. Ya Türkiye’yi kendi iktidarını sürdürmek isteyenlerin kurbanı edeceğiz. Ya da huzur ve adaletin günlüğk yaşamın en önemli parçası haline gelmiş bir ülke haline getireceğiz. Demokrasi kuracağız diyorum. Bugün Türkiye’de siyaset kurumu yok edilmeye başlandı.” İfadelerini kullandı.

“KAYSERİ’NİN GÜÇLÜ OLMASI, TÜRKİYE’NİN GÜÇLÜ OLMASI DEMEKTİR”

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise, Kayseri sanayi, üniversite aynı zamanda tarım kenti diyerek, “Kayseri Anadolu’nun kadim kentlerinden biridir. Kayseri'nin cazibe merkezi olmasını her zaman heyecanla izledik. Kayseri’nin güçlü olması, Türkiye’nin güçlü olması demektir. İşsizlik Anadolu'nun nasıl bütün kentinde varsa Kayseri'de de var. Hep birlikte bugün toplumun önüne konulan tabloyu temizlemek gerekir. İl başkanları bilgiye dayalı muhalefet yapmalı. Neleri de yapacağımızı anlatmalı. Bilgiye dayalı konuşacağız, boş laf etmek yok. Bir ilde CHP İl Başkanı konuşuyorsa bilgiye dayanır konuşur. Hepimize görev düşüyor. Demokrasinin öncüsü CHP'dir. Ezberlerini bozduk.” şeklinde konuştu.

Elitaş: Biz Küfredeni, Hakaret Edeni Baş Tacı Etmiyoruz Elitaş: Biz Küfredeni, Hakaret Edeni Baş Tacı Etmiyoruz

“HANGİ ANNE ÇOCUĞUNU NİTELİKSİZ OKULA GÖNDERMEK İSTER?”

Ülkenin bir değil 5 temel sorunu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “2002’de bir sorun varken, bugün 5 temel sorunu oldu. Eğitim, Dış politika, toplumsal barış, demokrasi ve ekonomi. Bu 5 sorun iç içe geçen sorunlardır. 16 yılda 14 kez eğitim politikasını değiştiren bir ülke var mıdır? Bizim çocuklarımız kobay mı, denek mi? 16 yılda 14 sefer strateji değiştiriyorsan ne olacak bu çocuklar? Çocuğumuza bakın, hangi liseye gideceğini, hangi sınava gireceğini bilmiyor. Okulları nitelikli, niteliksiz diye ikiye ayırdılar. Hangi anne çocuğunu niteliksiz okula göndermek ister? 2017'de 2 milyona yakın çocuk okula gitmemiş. Nasıl iş bulacak bu çocuklar? 41 ülke arasında Türkiye, en kalitesiz eğitimin verildiği ülke konumuna getirildi. Daha neyi vaat ediyorsun? 16 yıldır yurt sorunun çözemediler.” dedi.

“DEMOKRASİYE KARŞI KUMPAS KURUYORLAR”

Miraç Kandili gecesi egemen güçler Suriye’yi vurdular diyen Kılıçdaroğlu, “O zat ne dedi? ‘Destekliyoruz, daha fazla bomba atılmalı’ dedi. Vatandaşın 24 Haziran’da sandığa giderken düşünmesi lazım, hep beraber düşüneceğiz. Demokrasi altını çizerek söylüyorum bir ahlak biçimidir. Biz demokrasiyi inşa etmeye çalışıyoruz. Demokrasiye karşı kumpas kuruyorlar. Partileri ‘Acaba nasıl dümen çeviririz de Yüksek Seçim Kurulu aracılığı ile bunları seçime sokmayız?’ diyorlar. Demokrasiyi savunmak CHP’nin asil görevidir. 15 milletvekiline ‘gidin ve bu kumpası bozun’ dedim. Kıyamet koptu.” Dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:

“Vay efendim ‘nasıl yaparız’. Yaparız Recep Bey yaparız, gözlerinden öpüyorum senin. Sen demokrasiyi bilmezsin, biz demokrasiyi biliriz. Demokrasinin D’sinden nasip almamış insanlar topluma demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar. Her şeyi ben yaparım, her şeyi ben bilirim diyen adam dünyanın hiçbir yerinde yoktur.

Düne kadar birbirlerini yiyorlardı. Şimdi 'Ey Kılıçdaroğlu' diye bağırıyorlar. Benimle yüzleşmek istiyor o zat. Senin istediğin televizyon kanalı, istediğin gazeteciler. Gelmeyen namerttir! Neden gelmiyorsun? 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı dedim, kıyamet koptu. 20 Temmuz'un 12 Eylül darbesinden ne farkı var? İstediğini atıyorsun. General, gazeteci... Her yerde OHAL ilan ettiler. Rize'de Edirne'de OHAL'e ne gerek var?

Genelkurmay Başkanı ile Saray Sözcü'nün ziyareti anlamlıdır. Şimdi konuşmayacağım, daha sonra kapsamlı üzerinde duracağım. Bir kişi kendi tek adam düzenini güçlendirmek için buna şiddetle karşı çıkacağım. 28 Şubat diye bağırıp ondan daha ağır bir vesayeti topluma giydirmeye çalışanlara karşı çıkacağım.

FETÖ borsası kuracaksın, parası olan çıkacak. 33 tane eri bulacaksın, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet vereceksin. Er bu er. Komutanı talimat verir er gerekeni yapar. O erin annesi diyor ki, 'Benim oğlum er, komutan değil ki.' Sonra PYD'den dolayı FETÖ üyesi diye kişi gözaltına alınıyor öbür gün serbest bırakıyor. Dayısı olan çıkıyor dışarı. Parası olan, dayısı olan, babası olan çıkıyor. Gariban içeride kalıyor, bu benim vicdanımı rahatsız ediyor. Ailelere sesleniyorum, sizin hakkınızı savunacak olan biziz.

Recep bey vallahi de billahi de sen ülkeyi yönetemiyorsun, vallahi de billahi de felakete sürüklüyorsun. Eğer o zat küpünü doldurmak için yaptığı çalışmayı ülke için yapsaydı vallahi billahi uzaya astronot gönderirdik. Fakir fukara vergi öder, bunlar ödemez.

Bir itirafı var, çok önemli. ‘Açık söylüyorum, devletin bankaları da işin içinde’ diyor. İyi de gözlerinden öptüğüm Recep, bu devletin bankalarına genel müdürleri ben mi tayin ettim. Sen tayin ediyorsun, sen belirliyorsun. Hem suçlu, hem güçlü. Cumhuriyet tarihinde iki yüzlü ben hiç görmedim.

24 Haziran’a kadar gece gündüz çalışmayacak, ben öğleden sonra çalışırım, rahatıma düşkün il, ilçe başkanlarımız varsa görevini bıraksın, yerine başkası gelsin.”