Türkiye’de 2017 - 2018 eğitim öğretim yılında yaklaşık 18 milyon öğrenci yarın sömestir tatiline giriyor. Okulların sömestir tatiline girecek olması ile birlikte aileler özellikle ilk ve orta öğretim de bulunan çocukları için alacakları karne hediyelerini düşünmeye başladı. Uzmanlar ise teknoloji bağımlılığını tetikleyen teknolojik hediyelerin yerine çocuklara manevi ödüller verilmesi gerektiğini söylüyor. FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Başkanı Prof. Dr. Murad Atmaca'da çocuklara hediye alınırken dikkat edilmesi konusunda tavsiyede bulundu.
"Teknoloji bağımlılığını tetikleyen teknolojik hediyelerden kaçınmak gerek"
Türkiye’de 2017 -2018 eğitim öğretim yılında yaklaşık 18 milyon öğrencinin sömestr tatili gireceğini belirten FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Başkanı Prof. Dr. Murad Atmaca, “Karne döneminde aileler öğrencilerine nasıl bir hediye alması gerektiğini düşünüyor. Karne hediyesi olarak teknoloji bağımlılığını tetikleyen teknolojik hediyelerden kaçınmak gerek. Özellikle tabletler ve cep telefonlarından uzak durmak gereklidir. İnternette karne hediye araştırması yaptığımızda teknolojik aletler ön planda çıkıyor. Eskiden somut karne hediyeleri verilirken şimdi bağımlılığı körükleyen hediyeler veriliyor. Aileler ciddi bir ikilemin arasında kalıyor. Hem çocuklarının teknolojik aletlere bağımlılığından şikayette bulunuyorlar hem de bir taraftan ise çocuklarına hediye alırken teknolojik hediyeler alıyorlar” dedi.
‘Maddi hediyeler yerine manevi ödüller vermek öğrenciler için çok daha sağlıklı’
Bağımlılık taşıyan teknolojik aletlerden ailelerin mümkün olduğu kadar uzak durması gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Atmaca, “Biz çocuklara maddi hediyelerin alınmasını da önermiyoruz. Maddi hediyeler yerine manevi ödüller vermek öğrenciler için çok daha sağlıklı. 2 haftalık tatilde velilerin öğrencileriyle tatile gitmesi, tiyatro izlemesi, gezmesi, kayak yapması gibi beraber zaman geçirmesi daha verimli olacaktır. Bağımlılık potansiyeli yüksek olan teknolojik hediyelerden uzak durmak gerekiyor. Teknolojik aletler kişiyi sosyal ilişkilerden koparıp sanal sosyal ilişkilere doğru götürür. Bunun yanı sıra kişide sosyal ortamlardan kaçınma, konuşma daracığında giderek azalma, kendini ifade etmede giderek zorlanma, depresyon dediğimiz ağır ruhsal bozukluklar meydana gelir” ifadelerini kullandı. (İHA)