Bu tür tavırları, hareketleri, davranışları insanları çileden çıkarıyordu…
Yazdıkça yazdık, yaşanılan olaylar arttıkça, son durum çıkılmaz hal aldı. Tutuklandı, dayaklar yedi, eşinden boşandı…
Son yediği dayağı izlediğimde gerçekten artık hasta bir adam olduğunu iyiden iyiye anladım. Kendisine saldıran hiçbir insana hiçbir şekilde müdahalede bulunmuyor, kendisini korumak için dahi bile bir hamle yapmıyordu.
Önceki yazdığım yazılarda bu kişinin tedavi olması gerektiğinden bahsettim, artık bu duruma bir çözüm bulunması gerektiğine değindim.
Her zaman söyledim, yazdım, çizdim, 'Bu adam hasta' dedim.
Kimden mi bahsediyorum? Tabi ki ‘kendisini mehdi’ olarak herkese duyuran Hüseyin Arslan’dan…
Dün gazetemizi nazik ve utangaç bir şekilde arayıp, bizimle görüşmek istediğini söyledi. Biz de nazik bir şekilde misafir ettik. O kadar şey yaşandı, yazıldı, çizildi. Ama kimse bu yaşananların öncesini bilmedi, öğrenmedi.
Merak edip ben sordum. Neden böyle olduğunu sordum? Uzun süredir kişilik bozukluğu teşhisi konulduğunu ve ilaç kullandığını anlattı. 15 yıl önce mutlu bir evliliği olmuş, evliliğinden 2 çocukları olmuş, bu süreçte ilaçlarını hep kullanmış ama son 1 yılda ilaçlarını kullanmamaya başlayınca psikolojisi iyice bozulmuş. Ailesinden habersiz sürekli yazılar yazı, vücuduna dövmeler yapmış.
Sonrası biliniyor işte… Bu süreçte keşke bunların hiçbirisi yaşanmasaydı ama en çok üzüldüğüm nokta Hüseyin Arslan’ın 13 yaşındaki kızına okulda arkadaş çevresi tarafından dışlanıp, kötü davranılması oldu. Bir çocuğun ne suçu olabilir ki, bunları o çocuğa mal ediyorsunuz.
Neyse adam artık tedaviye başlamış, bizim aracılığımız ile herkesten özür diledi, iyileştiğini, dövmeleri de sildirmeye başladığını anlattı. İlaçlarını artık hiç aksatmayacağından, eşi ile yeniden barışmak için mücadele edeceğinden bahsetti. Eşine 1 yıl önce 5 bin gül almış, Kayseri’de gül bırakmamış, o kadar mutlularmış.
Artık bizler de bu kişiyi ve ailesini gördüğümüzde onlara destek olalım, onları dışlamayalım, rahatsızlığı olan bir insana ne yapıyorsak, nasıl davranıyorsak bu kişiye de öyle davranalım.
Yeniden topluma ve ailesine kazandırılması için biz de elimizden geleni yapalım.