Dün yazdığım köşe yazısında bir alış veriş merkezinde kocası tarafından öldürülen kadını kaleme almıştım. Kocası hakim karşısına çıkmış ve aldatıldığı, ağır hakaretlere uğradığı gerekçesiyle karısını öldürdüğünü söylemişti.
Çok pişman olduğunu da ifade eden kocaya mahkemenin verdiği ceza; haksız tahrik, duruşmadaki iyi hali falan derken ağırlaştırılmış müebbet bir anda 17 yıl 6 aya kadar düştü.
O duruşmada en çok dikkatimi çeken şey, öldürülen kadının ailesinden hiç kimse katılmamasıydı. Tüm kadına şiddet, cinayet, çocuklara istismar gibi suçlarda hazır bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan hiçbir avukat da duruşmada bulunmadı.
O kadın hayatını kaybettiğinde meydanlarda açıklamalar yapan, basına yazılı açıklamalar gönderen hiçbir kadın sivil toplum kuruluşlarından biri de katılmadı.
Olayı takip etmek isteyen, cani kocanın ifadelerini duymak isteyen kadın gazeteci Şeyda ile birlikte davaya girdiğimizde bunlar dikkatimizi çekti.
Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü…
Dün o cinayete sessiz kalan tüm kadınlar bugün meydanlarda…
Kadına şiddete karşı açıklamalar yapıyorlar.
Ve meslektaşım Şeyda, CHP’nin o güne özel basın açıklamasında kadın il başkanı Ümit Özer’e kadın cinayetinin davasına neden katılmadığını sordu. Özer’in o açıklamalarına gülsek mi ağlasak mı bilemedik. Özer, “Kendi yaşadığımız üzücü bir olay vardı ve misafirlerimiz vardı. Gerçekten şuan sizden de bunu duyunca çok üzüldüm, orada olmamız gerekiyordu” dedi.
Anlayacağınız bırakın kadınları, cinayete kurban giden o kadına ailesi bile sahip çıkıp, duruşmaya gelmedi.
Emek veren, acı çeken, özlem duyan, hakkını savunan tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Günü Kutlu Olsun.
“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" Atatürk