Yaşam=doğumdan ölüme kadar geçen süre, ömür…

Yaşamak=varlığını sürdürebilmek…

Yaşayamamak= ömür dâhilinde gayelerini gerçekleştirememe kaygısı…

Markete girdim geçen gün akşam. Yaşlı bir karı koca ile manav reyonunda yan yana idik. Kadıncağız “domates lazım” diyordu. Adam da sert bir ifadeyle “al işte ne lazımsa”. Kadın poşeti aldı ve seçe seçe tahmini 2 kilo kadar doldurdu ürkek tavırlarıyla. Adama verdi tartılmak üzere. Poşetin üzerine yapıştırıldı her ne kadar tuttuysa meblağsı. Kadın kocasından bir metre uzakta duruyordu. Poşeti aldılar kasaya yöneldiler adam poşetin üzerindeki fiyatı okudu ve olanlar oldu. Döndü kadına “bu ne” dedi. “ney ki bey”. Adamın ses tonu markette çalan müziği bastırdı. “Allah’ın domatesine bu fiyat ne?” bıraktı yere. “yürü dedi yürü” kadın şaşkın, ben şaşkın etraf sessiz… “Nasıl dersen bey öyle olsun”.

Bir oturuşta bir fincan kahveye verilen parayla eş değerdi, o domatesi bir hafta yemeklerine, salatasına pay edecek rakam. Yaşadığım olayın acısı içerime oturdu. Yaşam işte. Oysa hep oluyordu ki böyle olaylar, olmalıydı da kural buydu. “hayatta kalma mücadelesiydi” adı. Rabbimin adalet ölçüsü birdi herkese. O ölçüyü bozan insanoğlunun vicdan terazileri nasıldı acaba? Yaşam adı altında, yaşamaktı mücadelenin adı ama sonu yaşayamamaktı… Lakin… Ama… Pes etmek olmazdı hayatta. Sayfayı çeviriyorum tekrar tekrar yeniden…

Yeni güne uyanıp hayatın tüm şartlarıyla, yeniden ben de varım bütün olumsuzluklara rağmen diyebilmekti yaşamdaki mücadele…

  • Elbette ki her şey geçici idi insanoğluna, gözümüze çetin görünen her sıkıntıyı mevsimlere benzetebilmekti nefes aralıklarında; yazı kışa, ilkbaharı sonbahara.
  • Her kar dağına göre, her yük insanın gücüne göreydi. Rabbimin izni ile üstesinden gelebilecek kadardı gücümüz.
  • Elbette ki hiçbir şey boşuna yaşanmıyor hayatta, güzel günlerin gelebilmesi içindir her yokuş ve inişindeki hafiflik.
  • Zorluklardan öğrendiğin canının yanması senin rehber olmanı sağlayan en değerli hazinendir tecrübelerin.
  • Her şeyin yolunda olması mutluluğun formülü değil ki.
  • Yaşamdaki zorluk çeken insan elbette birkaç kişiden ibaret değildi ki, herkesin yaşam mücadelesindeki üzerine düşen kadardı endişe kaygısı.
  • Ama gene de hayat bu;
  • En şatillisinden o kahve içildi…
  • Bir bir seçilen domates manav reyonunda tekrar seçilmek üzere yerini aldı.

Bize mi ne oldu?

“Usta yapsana şuradan domatesli sade bir kahve”

Saygı ve sevgilerimle…