Önce Cumhuriyet Halk Partisi'ne gidelim. Biliyorsunuz kalıp bir oyu var CHP’nin ortalama yüzde 25 bu stabil durum CHP’yi her an ex edebilir.  Oyların sabit kalması, bana göre düşmesi kadar başarısızlıktır. Nasıl bir Poliannacılıktır bilinmez CHP durumun ehemmiyetinin hiçte farkında değil.

HALA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

Bu konuda Kılıçdaroğlu’nun fazlasıyla üstüne gidildi bunun faturasının sadece Kılıçdaroğlu’na kesilmesi kabul edelim büyük haksızlık olur. Gençlik kollarında üst yönetimlere kadar herkesin dönüp aynaya bakması gerekir. Ortada bir başarısızlık varsa herkes elini taşın altına koymalıdır. Elbette bu demek değildir ki Kılıçdaroğlu koltuğunda rahat rahat otursun en başta yeni kana ihtiyaç var. Tüm örgütün heyecanını tekrar içinden çekip çıkaracak birine ihtiyaç var bu yadsınamaz.  İstifa çağrılarına kulak asmayan Kılıçdaroğlu’nun, ülkede yaşanan her olayda mikrofunu eline aldığında sorumluların istifa etmeleri gerektiği konusunda demeçler vermesi büyük tutarsızlık. Kılıçdaroğlu ‘istifa mekanizmasının’ Türk siyasetine yerleşmesini en çok isteyen isim gibi görünüyor hâlbuki. Bu kadar vazgeçilmez koltuklar olduğuna göre çok rahattır diye düşünüyorum.

Bir diğer muhalefet partisi MHP’de ise çatlaklar büyümeye devam ediyor. MHP lideri Devlet Bahçeli seçim akşamından muhalefet kalmaya razıydı zaten. Meşhur ‘hayır’ının bedelini fazlasıyla ödedi. Az önce CHP’de ki başarısızlığın faturası sadece Kılıçdaroğlu’na kesilmemeliydi dedim ama MHP’deki başarısızlığın en büyük sorumlusu Devlet Bahçeli.  Hiç vakit kaybetmeden Bahçeli rahat koltuğundan indirilmeli. İndirilmeli diyorum çünkü MHP bana göre hala ‘tek adam’ partisi monarşinin Türkiye’de ki ikinci örneği. Önce kurultay yapılarak demokrasi kuralları çerçevesinde yeni liderini seçmeli MHP ardından partinin şu değişmeyen ama değişmez ise MHP’yi yok edecek kuralların unutulması gerekir. MHP kendi teşkilatında demokrasi kurallarını yok sayan bir partidir. Bahçeli’nin ağzından çıkacak kelimelere bakıyor teşkilatın en küçüğünden en büyüğüne kadar. Bahçeli ‘hayır’ derse ‘hayır’ kimsenin bir söz söylemeye hakkı yok. Bahçeli’nin en büyük korkusu ise bir isimin onun isminin önüne geçmesi. Kimin ismi Bahçeli’den fazla anıldıysa yok oldu. Aslında şimdi kurultay diyenlerde Bahçeli’nin koltuğu sarılmasına sebep oldular farkında olmasalar bile. Bahçeli’yi tek adam yapıp ona bu kadar özgüveni verende yine teşkilat mensupları. Sanıyorum ki Bahçeli’nin de koltuğu Kılıçdaroğlu’nun ki kadar rahat. 

Aslına bakarsanız bu insanoğlunun doğasında var. Çalıştığınız iş yerinizden, evinizden, arkadaş ortamınızdan tutunda, girdiğiniz her ortama kadar insanlar hep lider olmak, sevilmek, birinci adam olmak duygularını beslerler bu gerçek. Bazıları bunu bastırırken bazıları bu duygularına yenik düşer…