Bir işletme düşünün ekonomisi zora girdiğinde borçları arttığında ilk olarak ne yapar?

Gereksiz ve lüks sayılacak harcamalarını kısar değil mi?
Devlet emeklisine para veremeyecek bir hale geldiği halde hala dişe dokunur tasarruf tedbirlerine yönelmiyorsa ya iktidar tasarrufun ne olduğunu bilmiyor ya da hepimizin gözünü boyuyor. 
Bir ailenin bütçesini düşünelim. 
Harcamalarda öncelik sırası neye göre belirlenir. 
Önce barınma sonra beslenme sonra sağlık değil mi? 
Yani ayakkabı nasıl eski de olsa giymeye devam edersiniz kıyafetiniz eski de olsa giymeye devam edersiniz ancak saydığımız 3 husustan tasarruf edemezsiniz. 
İki devlet emeklisine yeteri kadar para vermeyince ne oluyor bu üç harcama kalemi zarar görmüş olmuyor mu?
Oysa ki Kamu birimlerine bakın ihtişamlarından gösterişlerden zerre kadar tasarruf edilmediğini görürsünüz makam otoları peş peşe koruma orduları peş peşe lüks otellerdeki toplantılar peş peşe devam ediyor. 

Bir ülkenin dışa karşı gücünü, bağımsızlığını ve itibarını koruyan en önemli unsurlardan biri ekonomisidir.

Dışa bağımlı hale gelmiş gırtlağına kadar borca batık bir ülkenin dünya siyasetinde söz sahibi olmasını düşünebiliyor musunuz.

Mahallenizde size borçlu bir adamın size diklenme ihtimali var mı

Devletin kurumlarını inceleyelim valiliklerden belediyelere kadar hiçbir kurumda ciddi bir tasarruf tedbirine bugüne kadar rastlamadım rastladığını iddia eden varsa önce tasarruf tedbirinin ne olduğunu bize anlatmaya çalışsın. 

Buradan anlıyoruz ki devletin içerisinde bilmediğimiz başka bir mekanizma dönüyor.

Devlet başkanının yapması gereken acil tedbir şudur şehir şehir kurum kurum ve yerel bazda her kurum için tasarruf tedbirlerinde ve ar-ge çalışmalarında alınacak önlemlerle ilgili bir bürokrat görevlendirilmeli.

Bürokrat o kurumun bir aylık tüm harcamalarını önüne almalı ve nerelerden tasarruf yapabileceği o kurumun harcamalarından ne kadar birikim yapabileceği tespit etmeli ve bunu rapor halinde Ankara'ya bildirmelidir..

Bir başka ifade ile bize para getirecek kaynaklar aktarılmalıdır. Oysaki bizim harcamalarımızda para getiren kaynaklara değil para götüren kaynaklara ağırlık verilmektedir..

Tüm kurumların şu anda gereksiz harcamaları kısılmalıdır. Mesela o kurumdaki tüm memurlara nelerden tasarruf yapılabileceği bir öneri olarak sorulmalıdır bu öneriler bir merkezde ayıklanmalı ve ciddi olanlar dikkate alınmalıdır. Çünkü bu ülkeyi Ankara'dan yönetmek artık zor hale gelmiştir kılcal damarlarda neler olup bittiğini ancak o birimdeki  memurlar bilir..

Özellikle belediyelere baktığımızda harcamalarda hiçbir kısıtlama olmadığını görüyoruz geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir habere göre bir rektör makam odasını değiştirmek için 6 milyon TL harcama yapıtor. Bu habere yalanlamak gelmediğine göre doğru kabul ediyoruz..

Böyle bir kriz anında böyle bir harcamayı yaptırmak hangi aklın ürünüdür. 

Son olarak diyoruz ki ya devleti yönetenler devletin ne olduğunu bilmiyor ya da biz aklımızdan şüphe ediyoruz..


İlker Kadıoğlu