Opr. Dr. Kara, “Amerika da her yıl yaklaşık kırk bin yeni mesane kanseri olayı teşhis edilir ve onbeş binden fazla ölümün nedeni bu hastalıktır. Genellikle 50-70 yaş arasında sıktır ve erkeklerde kadınlardan 3 kat fazla görülür. Erkeklerde prostat, akciğer ve kalın barsak kanserlerinden sonra dördüncü sıklıkta görülen kanserdir. Erkeklerde kanser vakalarının yaklaşık olarak yüzde 7'sini oluşturur. Kadınlarda en sık görülen dokuzuncu kanserdir ve tüm kanser vakalarının yüzde 2.5'ini oluşturur” diye konuştu.
“Mesane kanseri kırk yaşın altındakilerde nadiren görülür. Mesane (idrar torbası) idrarın birikmesi ve boşalmasını sağlayan organımız olup, mesaneyi oluşturan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasına da mesane kanseri denir. Eğer bu hücre çoğalması yalnızca mesanenin yüzeysel katmanı ile sınırlıysa buna yüzeysel mesane kanseri denir. Eğer hücre çoğalması derinleşip kas ve yağ tabakasına da geçerse buna derin (invaziv) mesane kanseri denir” ifadesinde bulundu.
Çoğu kanserde olduğu gibi mesane kanserinin nedeninin kesin olarak bilinemediğini ancak bazı nedenlerinin bilindiğini söyleyen Opr. Dr. Kara, “Bu nedenler arasında, sigara içme yoluyla edinilen ve idrar ile vücuttan atılan tütün mamülleri katranları, anilin boyalar, beta-naftilamin ve benzidin gibi belli başlı kimyasallar, lastik üretiminde karşılaşılan bazı kimyasallar, penasetin ve siklofosfamid gibi ilaçlar, uzun süreli mesane iltihaplanması, afrika kökenli bir parazit hastalığı olan şiştozomiyaz” diyerek, mesane kanseri teşhis ve tedavisi konusunda şu bilgileri verdi:
“Mesane kanseri, idrar analizi ve fizik muayene ile tespit edilebilir. İdrarın sitolojik değerlendirilmesi. Alınann idrar örneğinin mikroskop altında değerlendirilerek, anormal hücrelerin varlığının araştırılmasıdır. Hastalığın derecesi hakkında bilgi edinilebilinir fakat kesin tanıda her zaman yeterli olmayabilir. Tanıda en sık kullanılan ve ilk başvurulan görüntüleme yöntemi ultrasonografidir ve hastaya en az zarar verenidir. Mesane içerisindeki tümöral oluşumlar kolayca belirlenebilir. İntravenöz pyelografi ile damardan verilen ve böbreklerden atılan kontrast madde ile, böbrekteki idrar toplayıcı sistemin, üreter denilen idrar kanalının ve mesanenin doldurularak değerlendirilmesidir
Bilgisayarlı tomografi ile damardan verilen kontrast madde öncesinde ve sonrasında böbrek ve mesanenin kanser varlığı açısından detaylı değerlendirilmesi yanında etraf dokulara kanserin yayılıp yayılmadığının anlaşılması konusunda fikir verir.
Mesane kanseri olan hastalar için birçok tedavi seçeneği söz konusudur.
Hastalığın tedavi şekli ve izlemin belirlenmesinde; tümörün evre ve derecesi, tümörün yeri, idrar torbasındaki derinliği ve mesane dışına yayılımı, hastanın genel sağlık durumu göz önüne alınır. Mesane kanserindeki en büyük handikap, tekrarlama riski en yüksek kanserlerden biri olmasıdır. Bu yüzden hasta sık sık doktor tarafından kontrol edilmelidir.
Transüretral Rezeksiyon ile mesane tümörünün optik ve endoskopik aletler ile temizlenmesi işlemi yapılır. İntravezikal tedavi ile mesane içine ilaç verilerek kanser hücrelerinin öldürülmesine dayanan bir tedavi yapılır. Sistektomi ile mesanenin tamamen ameliyat ile alınması işlemi yapılır.”