25 yıl önce bugün, büyüklüğü, neden olduğu kayıplar ve etkilediği alanın genişliğiyle ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan, yirmi binin üzerinde can kaybının yaşandığı 17 Ağustos 1999 İzmit ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri gerçekleşmiştir.
Büyük Marmara Depremleri’nin ardından 2011’de Van’da, 2019’da İstanbul’da, 2020’de Manisa, Elazığ, Van ve İzmir’de meydana gelen depremler ise yeni felaketler konusunda bizleri uyarmıştır. Ancak, topraklarının tamamı deprem riski altında olan ülkemizde, tüm bu yıkım ve kayıplara sebep olan eksikliklerimiz ne yazık ki devam etmiştir.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaklaşık 14 milyon vatandaşımız etkilenmiş; resmi verilere göre 53.537 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 107.213 vatandaşımız yaralanmıştır.

Patlayan Süt Kazanında Ağır Yaralanan İşçi: 'Vücudumda Buhar Çıktı Nefesim Kesildi!' Patlayan Süt Kazanında Ağır Yaralanan İşçi: 'Vücudumda Buhar Çıktı Nefesim Kesildi!'

Yakın tarihimizdeki bu sonuç, şunu gösteriyor ki: Depremlerin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, 17 Ağustos 1999’dan bu yana geçen 25 yıl boyunca deprem gerçeği ile gerçekten yüzleştiğimiz ve yeni depremlere hazırlanma konusunda yeterince mesafe kaydettiğimiz söylenemez.
Ülkemizdeki mevcut yapı stoğunun yarısından fazlasının tam anlamıyla mimarlık ve mühendislik hizmeti almamış olmasına, 10 milyonun üzerinde yapının sağlıksız ve afetlere karşı dayanıksız olmasına karşın; 2012 yılından 2022 yılına kadar yalnızca 197 bin yapı (859.114 bağımsız birim) için riskli yapı tespiti yapılmış ve bunlardan 165 bin yapı (767.349 bağımsız birim) yıkılmıştır.

Buna rağmen, 2023 yılındaki Kahramanmaraş depremlerinde 39.041 bina deprem anında yıkılmış, 227 bin yapı ise acil yıkılacak ve yıkık bina olarak tespit edilmiştir.
Bu karamsar tabloyu tersine çevirmek adına; sahip olduğumuz mesleki uzmanlık ve toplumsal sorumluluklarımız kapsamında, doğal afetlerin tahribata ve can kaybına yol açmasının temelinde yer alan bilimsel kentleşme ve mimarlık-mühendislik ilkelerinden uzaklaşma durumu ile ülke olarak mücadele etmemiz gerektiğini ifade ediyoruz.

Güvenli yapılar ve sağlıklı kentler için, teknik insanlar olarak bizler de dahil, tüm paydaşları özeleştiri yapıp sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.

Kaynak: KURUM BÜLTENİ