Böyle bir yaşam tarzında insan kafa kullanmadan, risk almadan, deneyip yanılmadan, ezberlediği ve defalarca test edip onayladığı kurallar içerisinde en az hata yapacak şekilde yaşama imkanı elde etmiş olur. İnsanın hayatındaki ani gelen değişiklikler risk almasını, aklını maksimum derecede kullanmasını gerektiren durumlardır. Risk alıp kararlı ve cesur davranmak, bu tür durumlarda neredeyse zaruri bir ihtiyaç halini alır. İşte o anda pekçok insan belki çok önemli bir gerçeğin farkına varmaz. Ancak içerisinde bulunduğu zor şartlar düzeni bozan alışkanlıklarını terk etmesine sebep olan, onu yaşadığı sakin hayattan uzaklaştıran ani gelişmeler aslında onun için yaratılmış çok büyük nimetlerdir.
Çünkü insan ruhu kendi haline bırakıldığında kendi kendine gelişecek bir yapıda değildir. Gerçekten sabırla, iradeyle emek verildiğinde bir ilerleme kaydedebilir. Bu nedenle insan hayatında hep alıştığı şeyleri aramak, eksikler olduğunda bundan rahatsız olmak yerine doğan değişikliklerden hayır görmeli, buradaki güzellikleri yakalamaya çalışması gerekir.
İnsanın değişen koşullara da uyum sağlaması bir zorunluluktur. Değişime uyum sağlamayanlar kaybederler ve mutsuz olurlar. Çoğu insan yaşadığı çevreyi, içinde bulunduğu ortamı hiç değişmeyecekmiş gibi görür, değişen koşullara uyum göstermek yerine mevcudu korumaya çalışarak değişime direnir.