Türkiye de bir dönem sonrasında çok farklı gelişmeler yaşanmaya başlandı. Dönemin adını ne koymalıyım bilemedim. Dönem ile alakalı olarak birkaç detaydan bahsedeceğim.
Gazetemiz muhabirleri son zamanda, adliye de ağırlık gösterip orada ki duruşmaları, haberleri takip ettikçe ortaya çıkan bir gerçekti. Taciz, tecavüz vakaları. Sayısız, gün yüzüne çıkmayan dava görülmekte. Herkes sapık adeta ve önüne ne çıkarsa onu taciz etme girişiminde daha da ilerisi tecavüz etmekte. Bence bu davalarda suçluluğu kanıtlanan sapıkları hadım etmeli, bir biblo gibi dolaşmasını sağlamalı…
İntihar olayları bu seyri devam ettirmekte. Genç kadınlarımız nasıl bir psikolojik travma içindeler de canlarına kıyacak kadar güçsüzleştiler. Aklıma gelen sadece rızalı yâda rızasız yaşadıkları ilişkinin bitmesi sonucu yaşanılan çıkmaz. Hani rızalı yada rızasız ilişkiden kastımı anladınız umarım. Bu vakalarda bile altında tecavüz çıkabiliyor.
Erkek çocuklarına hallenen, bebekler ile tatmin olmaya çalışan imamlar da bu işin ekstrası oldu. Toplum da, imam yellenirse, cemaat ne yapmaz ki mantığı ile hareket etti de denebilir.
Cematçiler terörist, vakıflar sapık, ilim irfan yuvaları da artık ne denk geliyorsa siz koyun adını…
Neden böyle olduk sorusunun cevabı da, gün geçtikçe Kuran-ı Kerim’den uzaklaşıp cemaat önderlerinin söyledikleri dinlenir oldu. Din emirleri yerine televizyon da yer eden gösterimler örnek alınır oldu. Toplum içinde önde Müslüman olurken, içimizde o kadar uzaklaştık ki bu arayı kapatmak bayağı zaman alacak. Din sapık imamların anlatımı, terörist cemaat liderlerinin kitaplarında değil, doğrusu Kuran’da gizlidir, bunu anlamanın en iyi yolu da en doğru, en güvenilir tefsir ve mealler ile anlamaktan geçmektedir.
Okuduğunuzu anladığınız yarınlarda, anladığınızı uyguladığınız bir sonraki günlerde görüşmek ümidiyle, hoşçakalın…