Yazdığı kitaplar dışında Oktay Yıldırım, her hafta Aydınlık gazetesinde köşe de yazıyor. Vatan Partisi Kayseri İl Başkan Vekilliği görevini üstleniyor. Partinin il başkanlığı bürosunda Türkiye gündemini, gelen şehit haberlerini ve partinin bu konulardaki düşüncelerini sorduk, Yıldırım da sözlerini açık bir biçimde ifade etti. Türk Ordusu’nun ve Türk Dışişleri gibi gelenekleri olan kurumlarda AKP hükümetleri döneminde bu kurumların tasfiye edilerek, AKP tarafından kadrolaştırılmış olduğunu söyledi. Hatta konu ‘açılım süreci’ne gelince şu sözlere yer verdi: “Açılım yap dediler. Demokrat ol uzun süre iktidarda kalırsın dediler. Amerika söyledi. Açılım yaptı. Yahu açılımın önündeki en büyük engel Türk Ordusu’nun ve Türk Dışişleri’ndeki monşerler dedi. İyi olacağını düşünüp hemen yaptı. Türk Ordusu’nu hapse attı.” Suriye ile olan ilişkilerimiz, NATO’nun Ege’deki hâkimiyetini, Türkiye’nin borçları, Türk Ordusu’nun PKK ile mücadeledeki kararlılığını, Rusya meselesini ve daha pek çoğu röportajımızda. İşte Oktay Yıldırım ile yaptığımız röportaj.

Son olaylarda, gidişatta hükümetin bu olayları bilerek alevlendirdiği Suriye’ye girmek için kendine malzeme çıkarmak istediği fikrini savunanlar var. Bu konuda fikriniz nedir?

Tam olarak aslında durum şudur. AKP iktidarı vasatlardan oluşan bir hükümettir. Devlet umuru görmemiş, devlet aklı taşımayan adamlardan oluşan bir iktidar. İktidara gelip oturduklarında ilk saldırdıkları iki kurum; biri Türk Silahlı Kuvvetleri diğeri Türk Dışişleri’ydi. Türkiye’nin dünya çapında isim yapmış, tanınan kökleri olan bir geleneği olan iki kurumu vardır. Biri Türk Ordusu’dur. Diğeri Türk Dışişleri’dir. Türk Dışişleri’nin geleneği 18. yüz yılın sonuna dayanır.  Bu adamlar geldiklerinde monşerler diye diye Türk Dışişleri’ni aşağıladılar. Orada kadrolaştılar. Oradaki devlet aklını dışarıya atmaya çalıştılar ve attılar. Onun yerine Ahmet Davutoğlu gibi gençlik hayallerini, maceraperest bir ruhla, reel politika zanneden insanlar doldu. Bu insanların kurguladıklarıyla uyguladıkları dış politika da doğal olarak gerçekle örtüşmedi. Yaptıkları işleri de bilinçli olarak yapmadılar. BOP eşbaşkanlığı’nın ne anlama geldiğini bilmiyorlar aslında. O bunun iyi bir şey olduğunu zannediyor. Böyle olunca, bunun vatana ihanet olduğunu bilmiyorlardı. Onun için böbürlenerek televizyon kameralarının önünde “Ben BOP eşbaşkanıyım” diyordu. O, bunun iyi bir şey olduğunu zannediyordu. 

Gerçekten öyle mi zannediliyordu? Yani zannetmek mi bilinçli bir hareket mi? 

Kesinlikle. Kendi iktidarını şöyle düşünüyordu. Onu Amerika getirdi biliyorsunuz. Abromowitz ile mektuplaştı. Abromowitz’in referansıyla geldi. O vatana ihanet çizgisiyle dış politika çizgisini birbirinden ayıramadı. Onun için çıkıp televizyonların önünde ben BOP eşbaşkanıyım diyordu. Neyi uygulayacağını nerede uygulayacağını hep başkaları söyledi. Çünkü bunu kendileri bilmiyordu. Bunların politikalarını dayandırdıkları bir devlet aklı yok. Bir politika geçmişi, Türk tarihi yok. Çünkü Türk tarihine dayandırmıyor. O yüzden hep başkaları söyledi. Yabancı danışmanlar,  Amerika’dan gelenler. Onlar söyledi. Şimdi bu adamlar geldi. Açılım yap dediler. Demokrat ol uzun süre iktidarda kalırsın dediler. Amerika söyledi. Açılım yaptı. Yahu açılımın önündeki en büyük engel Türk Ordusu’nun ve Türk Dışişleri’ndeki monşerler dedi. İyi olacağını düşünüp hemen yaptı. Türk Ordusu’nu hapse attı. Dışişleri’ni monşerler diye kovaladı. Açılım yaparken PKK oralara patlayıcı maddeler, mayınlar döşedi ve üzerine asfalt çekti. Hepsinden haberleri oluyordu bunların, kulaklarına üfleyerek “Aman canım bir şey olmaz ne olacak” dediler. Bunlar ona inandı. Vasatlık dememin nedeni işte budur. Bugün başına gelen olayları tarihteki emsalleriyle değerlendirebilecek bir birikimden yoksunlar. Böyle bir birikimleri yok. Türk tarihinden, kendi köklerinden kopuklar. O yüzden başkalarının sesini dinlediler. Önce Suriye’yle dost oldu. Suriye’ye İhvan’ı dayattı. Hâlbuki Suriye birden fazla mezhep ve etnik temele dayalı insanın bir arada yaşadığı bir yer. Laiklik Suriye’nin can damarıdır. Suriye’de İhvan’ın iktidarı demek Suriye’nin kan deryasına dönmesi demektir. Mısır gibi, Libya gibi. Bunu kabul ettiremediler. Çünkü Suriye’nin kökleri çok eskiye dayanmasa dahi politik aklı var.

“ Ahmet Davutoğlu bu eş başkanlığı biçiyor Türkiye’ye”

 Arap dünyasında bir atasözü vardır. Derler ki; Suriye politikanın dili Mısır savaşın koludur. Buna benzer bir söz. Arap dünyasının kası Mısır, gülen yüzü ve konuşan dili Suriye’dir derler. Suriye politik alt yapısı olan bir devlet. Doğal olarak bu rotaya girmedi Suriye. Bu rotaya girmeyince kırk yıllık Esad’ı Esed yaptılar, düşman oldular. İlk 2002’de başladı. Amerika’yla 1 milyar dolara Irak’ı bölmek için pazarlık yaptı. Irak Türkiye’nin komşusu! Onu başardı. Suriye’yle Amerika’nın elinde düşman oldu. Emevi Camii’nde namaz kılacağız dedi. Amerika’nın sözüne inandıkları için vasattı bunlar. Ne yaptıklarını bu yüzden farkında değiller. Bunları şununla kandırdılar; Siz Osmanlı’yı yeniden kuracaksınız. Sizde Osmanlı’nın Ortadoğu’daki temsilcileri, küresel sistemin Ortadoğu’daki temsilcileri olacaksınız dediler. Ahmet Davutoğlu’nun yazdığı o Stratejik Derinlik denen zavallı kitap var ya. O zavallı kitapta Ahmet Davutoğlu Türk Devleti’ne şu rolü biçiyor: Büyük küresel gücün alt bölgesel sistemlerinden Ortadoğu’yu yönetmek. Yani BOP eş başkanlığı. BOP eş başkanlığı budur işte. Ahmet Davutoğlu bu eş başkanlığı biçiyor Türkiye’ye. Derinliği bu kadar. Vasatlıkları yüzünden Suriye’yi düşman ettin mi? Suriye şimdi bölünmemek için PYD’nin otonom bir bölge kurmasına razı oldu. Sonra Rusya girdi devreye. Rusya’yla biz bu sorunu çözebilirdik. Türkiye, Rusya’nın devlet aklını yöneten adamlar, Avrasyacı, o Aleksandr Dugin’ler… Onlar bizi tanıyan bilen insanlar. Rusya çok yakın davrandı. Teröre karşı olduğunu ve PKK’ya karşı olduğunu her şeyini biliyor Rusya’nın. Uçağı düşürdü Rusya’nın. Vasatlıkla kendini bilmezlik budur. Rusya bizimkilere açık kapı bıraktı. Dediler ki Türkler yanlışlıkla vurmuş olabilir. Hatta yerden atılan bir füzeyle vurulmuş olabilir. Yani Rus devlet aklı Türkiye’ye diyordu ki “Üstlenmeyin bunu. Üstlenmeyin, yanlış bu”. Ama üstlendiler. Maceraperest oldukları için böbürlene böbürlene biz vurduk dediler. Sonra bütün insan hakları sözleşmelerine aykırı olarak, uçaktan atlayan pilotun vurulma anını, görüntülerini izlettirdiler. Bu sefer Rusya da PYD’ye destek olmaya başladı. Rusya’yı da kendine düşman yaptı. 

Durum şu. Amerikan aklı şunu söylüyor onlara; Mülteciler sende kalsın sana 3 milyar Euro verelim diyor. Sıcak para lazım ya. Çünkü 375 milyar borç var! Kısa vadede nasıl dönecek? Bu paralarla dönecek. Alman mültecileri kabul ederken seçiyor. Üniversite mezunu, iki dil konuşan gibi kriterlerle gelecek olan mültecileri seçiyorlar. Sen ise schengen vizesi ve 3 milyar yalanıyla resmi rakamlara göre 3 milyon, resmi kayıt dışındakilere göre 5 milyona yakın mülteci alıyorsun. O 3 milyar Euro’yu da vermeyecekler zaten. 

NATO EGE’DEKİ YUNAN İŞGALİNİ ONAYLIYOR

Bir büyük hata olarak şunu da yaptılar. Rusya, Amerika, Suriye etrafımızdaki olaylar yetmiyormuş gibi NATO’ya Ege’de gezme hakkı verdiler. NATO’ya Ege’de devriye gezme ve olaylara müdahale etme hakkı verdi. Kimseye sormadan müdahale edecek! NATO adına inisiyatif kullanacak. Kim? Bir Alman Tuğgeneral. Ege’de zaten senin 16’sı büyük toplam 156 adan Yunan işgali altında ve senin sesin çıkmıyor. Bunun yanına bir de koyuyor musun NATO devriyesini. NATO devriyesi Ege’yi parçalara böldü. Bir tanesine Aristo dedi diğerine Platon dedi Yunan isimleri taktı. Şimdi NATO devriyesi o Yunan işgali altındaki adalardan herhangi birinin yanına gelip “Kardeşim burası Türk adası. Siz burada ne arıyorsunuz” diyecek mi? Demeyecek. Peki ne olmuş olacak böyle olunca? NATO zımni olarak Yunanistan’ın Ege’deki adaları işgalini kabul etmiş ve onaylamış olacak mı? Karadeniz’de düşman ettiği Ruslar var. Rumlar Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde anlaştılar ve senin karasularını kontrol ediyorlar. Suriye’yi düşman yaptık. Irak’ı böldük düşman yaptık. Rusya’yı düşman yaptın. Lazkiye’de Rus S400 füzeleri bekliyor. Karadeniz’de Rus hâkimiyeti var. Ege’de NATO. Dört bir yandan çevrildin. Kim peki Stratejik Derinlik kitabı yazanların dostları? Katar, Suudi Arabistan. Onun için diyorum ki bu adamlar vasatlıkları yüzünden bu haldeler. İktidarını da sürdüremezler. Aklı başında adam böyle bir dış politikanın bir müddet sonra kendi iktidarını sürdürememekle sonuçlanacağını görürdü. Ve bir noktada “Senin eşbaşkanınım ama bunu yapmam” diyebilirdi. Yapmadı. Şu anda Türk Ordusu devlet aklıyla hareket ediyor. Ve Türk Ordusu devlet aklını hükümete dayatıyor. Nasıl? PYD mevziilerini vurmak Türk Ordusu’nun özellikle 24 Temmuz’dan itibaren başlayan operasyonlar ve PYD mevzilerini vurma Türk Ordusu’nun Türk varlığı ve birliği için kaçınılmaz olarak nefsi müdafaa ediyor. Bunu yapıyor şu anda Türk Ordusu. Devlet aklı sadece Türk Ordusu’nda var. Ve Tayyip Erdoğan doğru bir hareketin bir parçası olmuştur bu şekilde. Kendi iradesi ve kararıyla değil.