Her sabah o duraktan adliyeye giderim. Orada okuyan öğrenciler ders başlamadan sanırım, çünkü derste öyle bir şey yapabileceklerini zannetmiyorum, pencereyi açıp çığlık atıyorlar, hemen kayboluyorlar.
Bir iki dakika sonra yine aynı şeyi yapıyorlar. Bağırıyorlar, dışarıdaki herkes oraya bakıyor, sonra kahkahalar atıyorlar. Bu durumu sürekli yaşıyor o lisenin karşısında bekleyen vatandaşlar.
Aslında yazmayım diyordum, gençlerin kanları deli akıyor, eğleniyorlardır diye düşünüyordum ama bu sabah gördüğüm şey yüzünden bu satırları kaleme aldım.
Bir genç pencereden büyük bir kağıt parçasını tortop edip fırlattı. Sonra yine bir kahkaha atıldı.
Eğitim ve öğretim faaliyeti yürütülen okullarda okuyan bu çocuklar o temel liselerde nasıl eğitiliyor, ders anlatmanın dışında onlara nasıl bir eğitim veriliyor? Günlerdir o bağrış, çağrış, çığlıkları biz metrelerce uzaktan duyarken, o okulun içerisindeki yöneticiler, eğitimciler hiç mi duymuyor?
Biliyorsunuz temel liseler, dershanelerden dönüştü. Yoksa orası temel lise (paralı) diye oradaki eğitimciler ‘dersime girerim, paramı alırım’ düşüncesinde mi?
Burada bu çocuklara kızmıyorum, hepsi zırıl zırıl cahil gençler… Benim kızdığım eğitimciler…
Ünlü bir düşünürün bir sözü vardır: “Terbiye piyano eğitimine benzer, genç yaşta alışılmaca asla öğretilemez.”
Siz eğitimciler öğrencilere ders öğretmekten ziyade önce terbiyeli öğrenciler eğitmelisiniz.