Dünyalıksın sen aslında para... Şekilcilik de insana özgüven veren, sosyalliğini tamamlamasına yardımcı olan belki de kim bilir. Belki de ne için bu dünyada yaşadığını bilmeyen insanlar için her şey paradır?
Parayı seven gerçekten çok seven bir kitle var toplumda, cepleri doluyken hep daha hep daha fazla kazanma hırsı, ihtiraslarına bir yenisini ekleme içgüdüsü... Çok tehlikeliler! Paraya gerçekten çok ihtiyacı olan bir kitle var ki, hayatta kalma çabası, karın doyurma kaygısı, bakmakla yükümlü olduğu çevresi... Parayı sevmek zorunda olanlar... Çok çaresizler! Bir de parayı araç gören bir kitle var efendim. Ne kadar kazanmış önemi yok onlar için. Harcadığından da keyif almak için varlar... Çok keyiflidirler...! Sanmıyorum ben parayı seviyorum diyen realitede bir tek kişi yoktur. Ben parayı sevmiyorum diyen kişi azdır. Eeee sonuç; para her şey, para hiçbir şey. Bir doktorun kaleminden yazdığı anekdot çarpıcı bir gerçekti... “ Öyle çok parası oldu ki, banknotları tutuşturup sigarasını yakıyordu...” diyen hastama babasının şimdiki durumunu sordum... “Annemin hastabakıcılığı olmasa aç kalırdık hocam” dedi...
Parayı da görürüz parasızlığı da illa ki Azizim. Gerçekte önemli kaçınılmaz huzur ve mutluluk. Çünkü hayat denilen şey sadece parayla satın alınabilen şeylerden oluşmaz. Hepsinden azar azar nasiplenmek ne güzel bir duygudur. Kimseye muhtaç olmayacak kadar maddiyat, huzur içinde, sağlıklı mutlu bir yaşam, yüzümüze ara ara vuran tebessümün mutluluğu, iç huzurumuzun sakin dinginliği, maneviyata ermenin inancı...
“Dünya pazarını dolaştım durdum, dikenler gül oldu para deyince.
Yıllanmış nefretler bir anda bitti, ateşler kül oldu para deyince.
Ortada ne engel ne dağlar kaldı, ne aşılmaz yollar çöller kaldı.
Öfkenin yerini alkışlar aldı, düşmanlar dost oldu para deyince.
Bir eski masalmış sefer itibar, böyle bir düşman ne işe yarar?
Gördüm ki her şeyin bir fiyatı var, krallar kul oldu para deyince...” Ahmet Selçuk İlkan
Her şeye ya da hiçbir şeye selamlar...