Depremlerde on binlerce kişi hayatını kaybetti
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki ilk deprem ve yaklaşık 9 saat sonra Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde meydana gelen ikinci deprem, Türkiye'nin büyük bölümünde yıkıma yol açtı. On binlerce vatandaş hayatını kaybederken, binlercesi de yaralandı.
Depremin etkisi önlenebilir
Jeoloji Uzmanı Fahri Çelik, yaptığı açıklamada depremlerin tamamen engellenemeyeceğini ancak etkilerinin azaltılabileceğini söyledi. Gerekli tedbirlerin alınması halinde, depremin insan yaşamı üzerindeki etkisinin en aza indirilebileceğini vurgulayan Çelik, bilinçli yapılaşmanın önemine dikkat çekti.
“Depremden korkmayacağız, o bizden korksun”
Deprem korkusunun gereksiz olduğunu ifade eden Çelik, “Fay hattının nerede olduğunu biliyoruz. Bu yüzden korkmamıza gerek yok. Depreme karşı önlemlerimizi alıyoruz. Tıpkı ölüm gibi, depremin de ne zaman geleceğini bilemeyiz. Önemli olan buna hazırlıklı olmak” dedi.
“Ağaca benzer evler geleceğin çözümüdür”
Fahri Çelik, doğadan ilham alınarak yapılacak evlerin depreme dayanıklı olacağını ifade etti. “Tüm teknolojiyi doğadan öğreniyoruz. Ağaca benzer, esnek ve hafif yapılar inşa etmeliyiz. Kolonların kök gibi zemine bağlı olduğu sistemler üzerinde çalışıyoruz. Bu yapılar 9 şiddetindeki depremlerde bile hasar görmeyecek” dedi.
“Depremde öldüren şey ağırlıktır”
Kahramanmaraş depremi sonrası Siirt’e kadar birçok yapının hafif ve ağır hasar aldığına dikkat çeken Çelik, “Bir binanın riskli olup olmadığını anlamak için kolon ve kirişlere bakmak yeterlidir. Sorun varsa kesinlikle o binaya girilmemeli. Biz jeoloji uzmanları, inşaat mühendisleri ve mimarlarla birlikte çalışarak hafif ve sağlam yapılar inşa edebiliriz” diye konuştu.
“Ağaç ev modeli tek çaredir”
Ağır yapılar yerine hafif ve esnek yapılar tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, “Bizi öldüren ağırlıktır. Bu nedenle ağaç ev modeli tek çaredir. Deprem değil, bina öldürür. Doğru malzeme, doğru planlama ve disiplinli uygulama ile can kayıplarının önüne geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
