Platon’a göre “Daha çok öğrenmekmiş yaşamak.”
Aristo’ya göre; “iyi olmaktan geçiyormuş” yaşamak.
Kinizm’a göre; “kendine yetebilen sadelikmiş…” yaşamak.
Hedonizm’e göre; “zevki olabildiğince yüksek tutup acıyı azaltmakmış… “ yaşamak.
Epikurizm’e göre; “hayatın nasıl işlediğini anlaması, arzuları olabildiğince kısıtlamasıymış” yaşamak.
Stoacılık’a göre; mantığını iyi tanımadan ve canının yanmamasından, geçiyormuş yaşamak.
Kantianizm’e göre “sana nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle davranmakmış” yaşamak.
Dinimize göre ise; “Allah’ın güzel isimlerinin tecelli ettiği varlıkların ve harika nakışlarının bir listesidir. İlahi kudretin gizli defterlerini açacak bir anahtar külçesidir…”
Yaşamak ilginç bir kelime. Tek başına yaşamak deyince sadece hayatta olmayı ifade ediyor sanırım. Yani kalbinin atması ya da nefes alabiliyor olmanı, oysa her şeye hazır olmak mıdır doğumla başlayan ölümle neticelenen bir yaşamda. Zamanın altını çizmeden, ömür denen kalemle; hayat sizlere ne getirdi ne götürdü bilemem. Kim nelerle sınandı bilemem, ama savaşmadan yenilmek kadar hiçbir şey koymaz insana. Dağları nehirleri aşabilecekken bir cisim gibi yerinde sayarak yaşamak konulacak son nokta olmamalı.
Kimi eskidiği için yaşar,
Kimi yaşadıkça eskir…
Ne tohumda keramet, ne toprakta, ne başakta;
Marifet yaşamakta… Bedri Rahmi EYÜPOĞLU