Elde edilen etken maddeler ilaç ham maddesi olarak satılıyor.
Dünya biliminin yaklaşık 3 bin yıldır üzerinde çalıştığı ve sürekli insanlığa faydalı yeni buluşların ortaya çıkartıldığı zeytin ağacı, günümüzde hala bilimi şaşırtmaya devam ediyor. Türkiye’deki 10’un üzerinde üniversite ile ortak bilimsel çalışmalar yaparak 5 yıldır zeytin ağacını inceleyen Balıkesir’in Edremit ilçesindeki Ar-Ge firması, çalışmalarını zeytin çekirdeklerinin embriyosu üzerinde yoğunlaştırdı. Zeytin yaprağından elde ettiği ve hücre yenileyici madde olan oleuropeini İsviçre’deki dünya devi ilaç firmalarına ithal eden, Türkiye’nin ilk bitki özlerinden ilaç ham maddesi üretebilen firması, ayrıştırdığı zeytin çekirdeği embriyosunu, ilaç ham maddesi olarak, kilosu 5 bin euro gibi yüksek bir fiyatla satmaya başladı.
Halen içeriğindeki birçok faydalı maddeler dünya bilimi tarafından keşfedilemeyen zeytin çekirdeği embriyosunun, yetişkin bir zeytin ağacının tüm genetik yapısını içinde barındırdığını açıklayan Ar-Ge firması yetkilisi ve bilim insanı Faruk Durukan, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. İHA’ya konuşan Durukan, “Bilindiği kadarıyla zeytin ağacı 3 bin yıldır, yağıyla, meyvesiyle, yaprağıyla insanlığa şifa dağıtmaktadır. Biz daha önceki yıllarda zeytin yaprağı üzerinde bilimsel çalışmalar yaptık ve yapraklardan hücre yenileyici oleuropein maddesini almayı başarmıştık. Bu ürünü ilaç ham maddesi olarak piyasaya sürüyoruz. 5 yıldır üniversitelerimizle birlikte zeytin çekirdeğinin içinde bulunan embriyoyu inceliyoruz. Artık epey aşama kaydettik. Çekirdeğin selüloz kısmı ayrılıyor ve kalan kısmına embriyo diyoruz. 3 metreye 5 metre boyutunda yetişkin bir zeytin ağacının bütün programı, yapı taşları bir zeytin tanesinin çekirdeğinden alınan embriyonun içinde bulunuyor. Yaptığımız çalışmalarda embriyonun içerisinde ‘nüshentin’ diye adlandırılan bir maddeyi tespit ettik. Nüshentin, oleuropein gibi çok önemli maddeleri içerisinde barındırıyor. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri de bu embriyo üzerinde bilimsel çalışmalar yürütüyorlar bizim gibi. Biz artık ülkemizde zeytin çekirdeğinden embriyoyu kayıpsız olarak alabilir hale geldik. Bunu elde ederken, taze zeytin ile çalışmak çok önemli. Yani fermente edilmemiş olması gerekiyor. Sofralık hale gelmeden önceki hali, ağaçtan toplandıktan sonra çekirdeği alınmalı” dedi.
“Kesinlikle zeytin çekirdekleri yutulmamalı”
Halk arasında bilinenin aksine, zeytin çekirdeklerinin kesinlikle yutulmaması gerektiğini söyleyen Faruk Durukan, “Halk arasında faydalı olarak bilinen, zeytin çekirdeklerinin yutulması konusu yanlış bilgidir. Zeytin çekirdeğinin yutulması son derece zararlıdır. Zeytin çekirdeği yutulduğunda vücuda hiçbir fayda sağlamayacağı gibi vücudu yorar. Çünkü insanların yuttuğu zeytin çekirdekleri, sofralık zeytinlerin çekirdekleridir. Bu zeytinler fermente olmuştur. Yani turşu olmuştur ve çekirdekteki embriyoda bulunan bütün faydalılar bozulmuş oluyor. Bizim yaptığımız çalışma, ağaçtan toplanan zeytini fermente etmeden etinden ayırmaktan geçiyor. Elde ettiğimiz taze zeytin çekirdeklerini farklı bir metotla kırıyoruz ve embriyoları alıyoruz. Bu ürünümüze yurt dışındaki ilaç firmalarından büyük talep gelmeye başladı. Çünkü bu ürün, dünyanın en kaliteyi ilaç etken maddelerini ve programlarını taşımaktadır. Daha önce de bilimsel çalışmalarla, bu ürünün özellikle kanser hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı açıklanmıştı. Bizim yaptığımız, şimdilik zeytin çekirdeğinden embriyoları bozulmadan almaktır. Artık, bu embriyoyu ekstrasyon marifetiyle ayrıştırma çalışmalarını sürdürüyoruz. Etken maddeleri ayrıştırma çalışmalarımızı yapmaktayız. Bu anlattıklarım, dünya biliminde çok uç noktalardır. Biz de Türkiye olarak bu noktalara ulaştığımız için gururlu ve mutluyuz. Bu zeytin çekirdekleri yıllardır zeytinyağı fabrikalarında kırılıp eziliyor, posa olup yakıyordu. Bir ürünü nereye kadar işlerseniz, o kadarı sizindir. Biz artık çekirdekleri kırıp, embriyosunu alıyoruz ve bunu da ilaç etken maddesi olarak, özellikle kanserde kullanılmak üzere satıyoruz. Bu ürünümüzün dünya piyasasındaki kilogram fiyatı yaklaşık 5 bin eurodur. Elde edilmesi zor bir madde. Bu ürün ile ilgili dünyada 100’e yakın bilimsel yayın var. Pek çok kanser hastalığında ilaç ham maddesi olarak kullanılmakta. Bu yayınların birkaç tanesinde bizim Ar-Ge firmamız da var. Çünkü bu ham maddeleri biz de üretiyoruz. Biz artık araştırma safhasını geçtik ve ürünümüzü üretiyor duruma geçtik. Bu ürün yeni bir iş kapısıdır. Ülkemize hayırlı olsun” diye konuştu. (İHA)