Sanık mahkemede eşi ile arasının o dönem kötü olduğunu, boşanma aşamasına geldiklerini, eşinin dayısı olan 15 yaşındaki mağdur kızın da eşini çok sevdiğini, sürekli evlerine geldiğini, boşanacaklarını duyunca mağdurun kızarak böyle bir şey yaptığını söyledi.

Mağdur kız adli görüşme odasında talimatla dinlenmiş, yani duruşma öncesi, Adliye’de bulunan ev ortamında, mağdurun kendisini rahat ve huzurlu hissedeceği bir ortam olan adli görüşme odasında pedagog eşliğinde ifade vermiş. Ve ifadesinde sanığa iftira attığını söylemiş. Dayısının kızının çok üzüldüğünü görmüş, sanığa kızmış ve böyle bir iftira atmış.

Sanığın eşi duruşmada dinlendi, eşi ile aralarının düzeldiğini, mağdur kızın böyle bir şey yaşasa kendisinin evin içerisinde haberi olacağını anlattı.

Mağdur kızın ailesi de şikayetçi olmadı ve mahkeme sanığın delil yetersizliğinden beraatına karar verdi.

Peki mağdur kızın ilk sıcağı sıcağına alınan ifadesi dikkate alınsaydı ne olacaktı? Ağır Ceza’da yargılanan sanık en az 8-10 yıl hapis cezası alacaktı.

Ve mahkeme sonuç olarak, 15 yaşındaki kızın iftira attığını değerlendirdi.

Yargımızın yükü çok ağır… Günlük görülen davalar aşırı fazla…

Sadece 5 ayrı ağır ceza mahkemesinde görülen davalar gün geçtikçe artıyor.

Tek bir ağır ceza mahkemesinde günde en az 15 dava dosyası görülüyor.

Daha sizlere asliye cezalardan, aile mahkemelerinden bahsetmiyorum bile…

İşte yukarıda anlattığım olay, yargı yükünün neden bu kadar fazla olduğunu gözler önüne serecek bir davaydı…

Yargıyı bu tür dosyalarla oyalayan o kadar vaka var kiii...

Hakimlerimizin, savcılarımızın ve avukatlarımızın işi çok zor gerçekten…

Sevgiyle, saygıyla kalın…