Çöpleri ve atıkları birbirinden ayırmayarak! Kağıt yapabilmek için ağaçları keserek ve suları gereğinden fazla kullanarak. Şişeye genel olarak baktığımızda karanlık ucuyla aydınlık tarafı arasında ilişki olduğunu görmekteyiz. Tıpkı ekosistemler arasında görülen sıkı bir ilişki gibi. Bir ekosistem başka bir ekosisteme komşudur. Ve birbirlerinden etkilenmemektedirlerç şişedeki arılar ve sinekler de birbirlerinin etkileyebilirler. Aynı bilinçli insanların bilinçsiz insanları etkilediği gibi. Bilinçli insanlar evlerinde çöp ile atıkları ayırarak yaşamaktayken, bilinçsiz insanlar suları israf ederek yaşamaktadır. Organizmaların yaşamsal davranış şekilleri, ekolojik niş’leri elbette ki farklıdır. Nitekim bu durum, insanlarda da farklılık göstermektedir. Aydınlığı seçen insanlar karanlıkta kalan insanları aydınlığa çekmelidirler. Böylece bütün engeller aşılır ve sorunlar çözülür. Tüm sorunlara arılar gibi göğüs gerebiliriz. Dünyaya etki eden küresel ısınmadan tutunuz da Habitat’a zarar verilecek alanlardaki şehirleşmeyi bile engelleyebiliriz. Çevre ahlakına sahip ve insan olmanın erdemine ulaşmış her insan yaşanabilir bir dünyanın kurulmasında ve bunun sürekliliğinin sağlanmasında vicdanen sorumlu olduğunu hissetmeli ve gereğini yerine getirmelidir efendim…
Yukarıda kaleme aldığım nacizane satırlar okuduğum anlamlı bir hikayeden çıkardığım notlardı.
Hikayeyi belki bilenler vardır, belki de hiç duymayanlar. Okumanızı gönülden isterim ya da bir sonraki yazıda kim bilir?
Saygı ve sevgilerimle…