Bakın göstereyim demiş, derviş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Derviş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. 

Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. 

Bunun üzerine şimdi demiş derviş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun” deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

İşte demiş derviş, ‘Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse,o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. 

Şüphesiz ve şunu da unutmayın, hayat pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.

İşte tam hikayede olduğu gibi sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasındaki en güzel fark.

********  

Milli mücadelede bombardıman altında kahraman askerin yarasını saran hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızı rahmetle anıyoruz. Tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı kutlu olsun.