Kentsel dönüşümle birlikte kimlikli şehirler ortaya çıkıyor. Kentlerin kıyıda köşe de kalmış olan evleri ya da eskiden yapılmış kent merkezlerinde ki gece kondular yıkılarak binalar yapılmaya başlandı. Kayseri'mizde de durum bu şekilde. Belediyelerimiz kentin daha şık bir görünüme kavuşması için çalışmalarını sürdürüyor. Yapılanlar elbet güzel işler. Ama mağdur bırakmadan yapılacak işler daha da güzel olacaktır.
Malum gece kondu tipi müstakil evlerde yaşayanlar belirli statüye sahip ve gelire sahip insanlar. Onların kendi imkanları ile yapmış oldukları evler, yıkılırken onları sonrasında mağdur etmemek önem taşıyor. Zamanında zor şartlar altında bulundukları yerin arsasını alarak bugüne gelen ve şimdilerde evleri kentsel dönüşümle dönüşecek olan insanlarımızın haklarının verilmesi. Gönüllerinin kazanılması önemli.
Tabi ki arsasız olmuş vatandaşlarımıza da belediyeler ev veriyor, onları mağdur etmiyor ama arsası olan vatandaşlarla onları bir kefeye koymamak gerekir. Sonuçta arsasını alan vatandaşlar onu bir yatırım gibi görerek, geleceklerini oraya adıyorlar. Bu insanlarımızın maddi durumu ortada olduğu içinde, bu onların geleceği olmuş oluyor bir bakıma. Arsasında 4 ev olan adamla, arsası olmayıp 4 evi olan adama yapılması gerekenler bir olmamalı. Zaten adalette bunu bu şekilde kabul etmez. Kentlerimiz dönüşürken, evler yıkılırken, gönülleri yıkmamalıyız. Onları daha fazla mutlu kılacak adımları hayata geçirmeliyiz. Ev yıkmak gibi değildir gönül yıkmak dikkatli hareket edilmeli bu hususlarda.
Kalın sağlıcakla...