Bayram sabahları ahşap radyodan yankılanan müzik ziyafeti ile uyanılır ve hazırlanılırdı. Evin erkek çocukları babalarıyla bayram namazına gider geldiğimizde de kahvaltı bile yapılmadan doğruca mezarlığa gidilirdi. Bayramın ilk günü ya da bir gün öncesi bayramlaşmaya gelen ramazan davulcusu olurdu. Şimdi kimse onlara kapıyı bile açmıyor. Bayram öncesi annelerimiz bayram tatlıları yaparlardı. Elde açılan baklavalar, irmik helvaları, sütçüden alınmış taze süt ile yapılan sütlaçlar. Eskiden bayramlarda tek bir gazete çıkardı. Bayram gazetesi. Eskiden sms ya da mail atmak yerine kale önünden özenle seçilen bayram tebrik kartları postalanırdı.
Eczanelerde ve bakkalda satılan açık kolonya kokusu sarardı evlerimizi bayram günleri.
Anne ve babalarımızdan ilk harçlıklarımızı alırdık. Leblebi şekerleri bayram harçlıklarımızla mahlle bakkalından alınır ya da aile ziyaretlerinde büyüklerimiz tarafından harçlık yerine verilirdi. Arap kızı sakızı ekmek almaya gönderilen biz çocukların vazgeçilmeziydi.
Yeni alınan bayramlıklarımızla tozlu tarlada maç yapmak adeta bir bayram eğlencesiydi.
Bayram demek biz çocuklar için maytap, torpil, kız kaçıran demekti. Bayram demek ailece yemek yemek demekti.
Ama şimdi bayram demek malesef tatil demek...