Biz basın mensupları olarak bunları yaparken ne kadar rahatsız da olsak, kamu görevi olarak siz değerli okuyucularımıza duyurmamız gerekiyor.

Ufak anlaşmazlıklarla başlayan kavgalar bile cinayetle sonuçlanıyor, annesini, babasını, hatta evladını öldüren insanlarla karşılaşıyoruz.

Cinsel istismar vakalarına hiç girmiyorum, o kadar çok fazlalaştı ki artık gölgemizden korkar olduk.

Cinayetler, istismarlar derken bir de vatan hainlerimiz var… Her gün FETÖ, PKK, DEAŞ operasyonları ve bunların yargılanma süreçleri derken gençlerimizi zehirleyen diğer hainlerle de mücadele ediyoruz.

Ve intiharlar… Tabi ki intihar etmeyi kafaya koymuş insanı ondan vazgeçirmek çok zordur. Allah’a olan inancını kaybettiği an insanın aklına ilk ölüm geliyor ve onu da gerçekleştiriyor. Son zamanlarda Kayseri’de intiharlar da arttı.

Bir tanrı misafiri geldiğinde bütün misafirperverliğini gösteren candan öte olan insanımız, bir trafikte hata yapan diğer sürücüyü neden öldürmek istercesine birbirleri ile tartışmalarını oldum olası hiç anlayamadım.

Peki bunları azaltmak için neler yapıyoruz? Milli Eğitim Müdürlüğü okulları imam hatipe çevirmek dışında geleceğimiz olan çocuklarımıza, gençlerimize neler öğretiyor, nasıl bir eğitim politikası izliyor? Ebeveynler evlerinde insanların beyinlerini yıkayan her gün farklı diziler izlemek dışında çocuklarına ne nasihatler verip, onları nasıl eğitiyorlar?

Bizim bir an önce toplum olarak köklü çözümler üretmemiz gerekir. Huzur şehri Kayseri’mizi getirmek bizim elimizde. Bunun için çalışıp çabalamalıyız.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kayseri’de asayiş olayları ne kadar fazla olsa da Kayseri emniyetimizin başarısı görmezden gelinemez. Başarılı operasyonlarla Kayseri’de huzuru sağlamak için gece gündüz çalışıyorlar. Allah tüm güvenlik güçlerimizden razı olsun, onlara güç kuvvet versin.