Ben vatanseverliğine, dürüstlüğüne, namusuna inandığım polisimizi hep savunurum…

O polislerin de birer insan olduğunu hiçbir zaman unutmam.

Ve bir devlet memuru olduklarını…

Asayiş, adliye muhabiri olmamdan dolayı çok sayıda karakol, asayiş, adliye alanlarında tanıdığım ve muhteşem insan olan polisler tanıyorum.

Son zamanlarda devlet memuru polislerimizin bir sorunundan bahsedeceğim…

Polisimiz, vatandaş ile iç içe olan her türlü riske rağmen görevlerini hiç aksatmayan güvenlik, asayiş, cinayet, ahlak, narkotik, gasp büro ve adliye gibi alanlarda çok önemli başarılara imza atıyor.

Mesai dediğimiz o kavramı belki bütün meslekler içerisinde en fazlasını polisimiz yapıyor, maaşı dışında fazladan küçücük bir ‘mesai parası’ beklentisi olmadan gece gündüz verilen bütün görevleri yerine getiriyor…

Kentimizde 4 bin 400 polis var ve gece gündüz 24 saat bayram, tatil mefhumu düşünmeksizin vatandaşın huzuru ve güvenliği için çalışan polislerimiz sadece 3 bin 600 ek göstergenin yanı sıra çalışma saatlerinde yumuşatma istiyor.

Devlet memurları 8 saat çalışırken, Kayseri’de diğer illere oranla polislerin 12 saat mesai yapması çoğu polisimizin yaşamını da etkiliyor. Sosyal bir aktiviteyi bırakın, yeri geliyor ailesini, çocuklarını ihmal etmek zorunda kalıyor. Yani sabah 8’de gelip akşam 8’de giden, akşam 8’de başlayıp, sabah 8’e kadar çalışan polisler, biraz bu durumdan mustarip…

Ne fazla çalıştıkları saatlerin mesailerini alabiliyorlar, ne de neden bu kadar fazla mesai yaptıklarını bilmiyorlar?

Yıllardır polisin fazla çalışması sorunu çözülememiş durumda. Bu konularda muhakkak yeni düzenlemelere ihtiyaç var.

Yani kısacası polislerin de insan olduklarını unutmayalım.

Türk Polis Teşkilatı mensuplarımızın da ayağına taş değmesin, polislerimize görevlerinde başarılar diliyorum.