Eeee hal böyle olunca her cuma kalabalıktan bir cep telefonu sesi yükselir. Her hafta cami imamı tarafından bu konuda uyarılar yapılmasına rağmen…
Neden camiye girdiğimizde cep telefonlarımızı kapatmıyorsak bile sesini kısmamak için inat ediyoruz? Bunu sürekli köşe yazımda da dillendiririm ama bir türlü cevabını bulamam. İmam uyardıktan sonra namaza başlar başlamaz bir cep telefonunun çalmasını hangi mantık, hangi akıl yapar, bilmiyorum!
Kendi namazına zarar veriyorsunuz, benim namazıma zarar veriyorsunuz, diğer yanındaki, arkandaki, sessizlik oluşan camide namaz kılan bütün insanların namazına zarar veriyorsunuz. Çok mu zor o telefonlardan sadece 5 dakika kopmak. Çok mu zor, Allah’a sadece ve sadece 5 dakika teslim olabilmek. O’nu hissetmek.
Diye diye dilimde tüy bitti. Bugün camide yine namaz sırasında telefon çaldı.
Tesadüfen hutbede ‘cami ve cemaat adabı’ konusunda cep telefonuna değinildi.
Hutbede aynen şöyle denildi: “Kıymetli Müslümanlar! Vaaz ve hutbeler, birer eğitim yuvası olan camilerin insanlığı imana, irfana, ahlaka davet eden sesleridir. Caminin ve cemaat olmanın adabı olduğu gibi hutbe dinlemenin de bir adabı vardır. Hutbe okunurken huşu içinde hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir. Yanındakiyle konuşmak, başka şeylerle ilgilenmek, cep telefonuyla meşgul olmak hutbenin özünden uzaklaşmaya, mesajını kaçırmaya ve sevabından mahrum kalmaya sebep olur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bir müminin hutbe esnasında göstermesi gereken duyarlılığı şöyle ifade etmiştir: “Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına: ‘Sus!’ desen bile hatalı bir iş yapmış olursun.”
Biz cep telefonlarınızı kapatın diye yanımızdakileri hatalı bir iş yapmış olmamak için uyaramıyoruz ama artık siz kendinize gelin.
Camide uyaramıyoruz ama buradan uyarıyorum. Allah rızası için camiye girdiğiniz anda şu cep telefonlarınızı n’olur kapatın. Kapatmıyorsanız bile sessize alın.