Genç, 50 yaşındaki babasını öldürmüş. İçimden 'Bu nasıl evlat, hayırsız evlat. Bir insan babasının canına nasıl kıyar' diye mırıldanırken, tanık olarak dinlenen 2 genç kız sanığın kardeşleri, orta yaşlardaki kadın ise sanığın halasının sözleri kanımı dondurmuştu.

Evli olan ve karnı burnunda olan genç kız mahkemede, "Ölen maktul babam olur, sanık da ağabeyimdir. Babamın bana tacizi olmuştu. Ailedeki tüm kadınları taciz ediyordu. Ben eşimden boşanmak istediğimi söylemek için eve geldiğimde yine taciz etmişti, bir keresinde de bana tecavüze kalkıştı. Babamın yaptığı tacizleri evdeki herkes söylemiştim" derken, diğer kız kardeş ise "Ölen babam olur, bana, kız kardeşime ve yengeme tacizde bulundu. Babam, büyük ağabeyimin imam nikahlı eşi T.A.'nın göğüslerini tutarken görmüştüm, babamı öldüren ağabeyim O.T. de tacizlerini görmüş. Babam en son ölmeden 2 hafta önce beni taciz etmişti" demişti.

O zaman duruşmayı izleyen herkesi adeta buz kesmişti. 'Bir baba öz kızlarına nasıl bunu yapardı? Bu kızlar doğruyu mu söylüyor, yoksa ağabeylerini kurtarmaya mı çalışıyor?' diye düşünürken, ölen adamın öz kız kardeşine de tacizde bulunduğu ortaya çıkmıştı.

Anlayacağınız ölen adam bildiğiniz tacizci bir sapıktı ve bu adamın yaptıklarına şahit olan 27 yaşındaki oğlu da dayanamayarak babasını öldürmüştü.

Genç, yargılandığı mahkemede babasını öldürmekten 16 yıl hapse çarptırıldı. Mahkeme, gence haksız tahrik indirimleri uyguladı. Adam öldürmenin cezası müebbet iken, mahkeme bu gencin cezasını 16 yıla kadar düşürdü.

Tabii ki o 'baba' kelimesini hiç ama hiç hak etmeyen o adamın cezası ölüm değildi, cezasını kanunlar verebilirdi. O adam şikayet edilseydi, ömür boyu kodesten çıkamayabilirdi. Yani o adamın yaşadığı her gün ona ölüm olur, bir kez ölmek yerine her gün ölür, hapse giren genç ise hayatına ve özgürlüğüne devam ederdi.

Olmuş ve ölmüşe çare yok tabi, artık ne konuşulsa boş...

Eeeee şimdi bir de olayın başka bir boyutu var o da dünyadan bir pislik temizlenmiş oldu.